türkiye'nin başka işi gücü yokmuş gibi uğraştığı olay. ulan her gün askerler ölüyor, pkk her gün daha da deliriyor ama olsun bizimkiler çömeldi, çömelmedi tartışması yapacaklar. ki kılıçdaroğlu da oraya gidişinin amacını gerçekleştiremedi. kendi boyu kadar olan siperlerin arkasında ben de çömelmem kardeş. askerin taraf tutmadığını kim söyleyebilir bana burda? asker bile bunlarla uğraşıyorsa biz hiç uğraşmayalım abi bu kürtlerle pkk'yla falan.
kürtlerle olan ilişkilerimizi ve pkk'yı sadece oy toplama aracı olarak kullanmakta bütün siyasi liderler. özal'da da böyleydi, çiller'de de, erbakan'da da, bunlarda da. sadece başbakanlar değil diğer siyasi liderler de. bahçeli'nin hiçbir politik dehasının olmadığını ohal ilan edilmesini istediğinde gördük. birincisi hiç kimse kalmadı tayyip'e laf geçirecek senden mi emir alacak, ikincisi oradaki azıcık olan ılımlı oyunu bile kaybetti bu adam. böyle hunharca... neyse yanlış sözlükteyiz.*
tayyip erdoğan desen açılım politikasının tutmayacağını o da biliyor, içinin doldurulamayacağını o da biliyor. çünkü kürtleri bilemem ama kürt halkının temsilcileri olarak, pkk'nın şehir şebekesi olarak meclis'te oturanlar, açılım yapılacaksa, anadilde eğitimin kaldırılması gerektiğini, özerkliğe kadar imtiyazlar verilmesini istiyorlar. halihazırda tayyip erdoğan'ın politikasındaki kürt açılımı sadece birlik beraberlik mesajı vermekten öteye gidemiyor.
kılıçdaroğlu desen kürtlerin ağzıyla konuştu geçenlerde. neymiş kan kanla temizlenmezmiş. baykal oturmuyordu bunlarla pazarlığa. bu otur desen yatacak masaya. kan kanla temizlenmez demek kürt halkına gidelim demek tayyip erdoğan'ın açılım politikasını ve o meclis'te oturan teröristlerin güdümünün onaylanması demek. bunda da numara yok.
asker ise zaten yanlış adamlarla oynuyor. üçlü istihbarat ağı varmış da bilmem ne varmış. ulan abd bize istihbaratı verene kadar karakolun yerle bir oluyor. bu ne boktan iş lan? asker de biliyor terörün böyle karakollarla çözülemeyeceğini. bu kadar güçlü ve artık abd ajanları tarafından eğitilmiş olan pkk'ya gerilla taktiği uygulanması gerektiğini asker de biliyor. lakin hükümet askerle çok uğraşıyor. belki de imzalanan antlaşmalarda askerin elini kolunu bağlayan maddeler vardır bilemem.
profesyonel ordu söylemlerinin temeli ta özal'a dayanıyor. profesyonel ordu demek maaşlı ordu demek. bir miktar bağımsız gibi görünen ve hükümetlere en büyük engeli teşkil edenlerden biri olan ordunun 657'ye tabi tutulması demek. hükümet git dedi mi gidecek gel dedi mi gelecek ordu demek. tamam ordu zaten hükümete bağlı lakin hükümetin her dediğine de evet demeyenlerin güvencesi bu ordu. şimdi de gündemde bu yeni ordu işi. ordu millet bağını kopartacak, orduyu hükümetin uşağı yapacak bu tasarıya hayır.