atatürk ve atatürk'ün bu ülkeye yaptıkları ile halkın gözünde kazandığı değer üzerinden propaganda yürütmektir özünde bu "fonksiyonel" yaklaşım.
su misal, tabiatta varolan birşeydir. insanların şu aşamada(güya teknolojide çığır açtık) suyu üretmesi mümkün değildir. peki çölün orta yerinde susuz kalmış bir perişana su veren birisine dönüp de "su zaten tabiatın bize sunduğu bir nimet, sen hiçbirşey yapmadın" demek mümkün müdür? yoksa bir teşekkür etmek, suyu verene bir minnet duymak daha akli, daha insani durmuyor mu kimilerine göre? yok ama su tabiatta zaten mevcut... illa ki o yolcu, o suyu bulurdu.
atatürk'ün fonksiyonu mu? varolduğu, görevi gereği dahil olduğu her alanda görevini yerine getirmekti. ve bu anlamda baskı ve denetim altındaki istanbul hükümeti aleni, açık olarak hiçbirşey yapamayacak durumdaydı. bu noktada bir görev adamının, aynı zamanda gönüllü ve başarılı bir görev adamının bunu yapması gerekiyordu. mesele de burada. yoksa ki atatürk milli ayaklanmanın başladığı, halkı örgütlediği dönemde askeri teşkilatın en yetkili ismi olmadığı gibi en duygusalı olarak da adlandırılabilecek bir tutum içerisinde değildi.
ve fakat gene de su tabiatta varolan bir bileşen, ne teşekkür edeceğim lan sana? alt tarafı bir yudum su verdin... o kadar da nankör olur işte götünü rahata erdirmiş insanoğlu.