'boyunları devrilsin' dedirten karardır. eğitim-öğretim hayatımdaki diğer tüm talihsizlikler gibi, bu da beni etkilemiştir. sınavı kazanamayıp düz lise okumak zorunda kalmak ve 3 yıllık lisenin 4 yıla çıkartılması, kep töreninde 'pek sevgili' müdürümüzün, okulun bundan böyle anadolu lisesi formatında eğitimine devam edeceğini söylemesi, öss'nin iki aşamalı sınav sistemine dönüş yapması, artan soru sayıları ve derinleşen detaylar. şimdi de yıllarca gerçekleşmesi için kendimizi hırpaladığımız kılık-kıyafet revizyonu. (sonuncu madde için küçükken itiraz ediyorduk elbette.)
ülkenin ekonomik durumu, refah düzeyi ortada. aileler çocuklarını okula gönderirken bile iki kez düşünüyorken, her gün eve gelip 'ahmet bugün x marka giymiş, sedat ise y marka ayakkabı almış' veryansınlarıyla süslenecek günler bizi bekliyor demektir. varlıklı ailelerin çocukları bir giydiğini bir daha giymeyerek düşman çatlatacakken, bizim yoksul, saf anadolu çocuklarımız da boynunu eğip oturacak. emperyalizm mi bizi çökertiyor, yoksa biz zaten çökmek için oldukça hevesli miyiz diye düşündürten durumdur.