türk yasasını ve yaşantısını 1000 yıllık türk-islam tarihinden ibaret gören ve islamla arapçılık arasına mantık ürünü bir sınır çizmeyi beceremeyen kimselerin hezeyanıdır. cumhuriyet döneminde türkçü hareketin fikir ve aksiyon önderi nihal atsız tarihi tecrübelere dayanarak araplarla ebedi bir birlikteliğin mümkün olamayacağını savunmuş, bunu yaparken de konuyu inanç meselesinin dışında tutmuştur. türkçüler için din, vicdani ve bireysel bir meseledir. hiçbir bireyin inancı bir diğerinin dünyada ya da tanrı huzurunda değerinin ve akıbetinin belirlenmesi için ölçü olarak kullanılamaz. ister hıristiyan olsun, ister müslüman, bu mesele sadece kişinin tercihinin eseridir ve bireyin yargısına açık değildir. öte yandan alemi yaratan ulu tanrı buradaki işlerimize karışmaz ve haklı bir yargılama için insanları yeryüzünde serbest bırakır. türkçülerin din ve islam konusundaki tavrı budur. tamamen liberal ve insan merkezli bir inanç ekseninde yaşayan bu zümreye din düşmanlığı isnad etmek yobazlıktır.