- ah oğlum utanmıyor musun sen öyle pis kaka sözlüklere girmeye?
+ aman anne be, asıl sen utanmıyor musun o yemekteyiz programlarını falan seyretmeye?
- evladım ben öylesine bakıyorum o insanlara. hem hayret ediyorum valla. sen misafir olarak git kadının yemeğini ye, sonra da ağzına geleni söyleyip o yemeğe laf söyle.
+ ama sonuçta ipnoz altına girmiş gibi seyrediyorsun işte, di mi?
- eh ne yapayım bu yaştan sonra, mecbur bakacaz öylesine.
+ peki ben ne yapayım anne? etrafta doğru dürüst ne var? yolunda giden bir şey mi var ki dahil olayım? en azından protest bir oluşumun parçası gibi hissedeyim kendimi.
- ama bu saldırgan tavırlar...
+ hiç laf söyleme anne. egosu yüksek ve dağları ben yarattım diyen, televizyonda birden fazla insanla tartışma programı yaptığı halde kimseyi konuşturmayan insanlara tahammülümüz yok bizim. sen elin kadınını programa çağır, ama ağzını açtı mı lafı ağzına tıka sustur. olacak iş mi bu? medya patronları bize bunları mı layık görüyor? böyle kültür programı olur mu?
- şimdi de kadın hakları savunucusu mu oldun?
+ hayır, daha doğrusu tam anlamı ile öyle değil. o sadece bir örnek. bizim asıl derdimiz konuşma ve fikir belirtme hakkını sadece kendinde zannedenlerle. herşeyi en iyi bildiklerini zanneden, kendilerinden başka herkesin yanlış düşündüğünü zanneden bünyelerle alıp veremediğimiz var. yüksek egolarla savaşıyoruz. bir de bunları yücelten ve ekranlardan eksik etmeyen medya patronları ile...
- yel değirmenlerine kılıç çekeceğine yemekteyiz programını seyredersen daha iyi edersin. boş ver, sen mi değiştirecen?
+ o programı seyir mi edeyim? aslında daha iyi bir fikrimiz var. bir arkadaşla birlikte o programa yarışmacı olarak katılacaz.