dun aksam yayinlanan günlerin getirdiği adli programda hakki devrim'in kendisi hakkinda soyledikleri uzerine, oda tv'den kendisine su sekilde cevap vermistir:
--spoiler--
'dün akşam ntv'de mirgün cabas'la ekşi sözlük etrafında yapılan programda; ki, izmir bergama konuşmaya gitmiştim, izleyemedim, radikal gazetesi yazarı hakkı devrim bey, hakkımda "nihat.. soyadı neydi" deyip peşinden hayvanat bahçesi röportajı yapan ya da işte konuşmalarımı hayvanat bahçesine benzeten bir konuşma yaptı. programı izlemediğim için mirgün cabas'ı aradım, peşinden hakkı devrim'in kendisini.. telefonumu bıraktım, bu cümleler doğru mu diye.. doğruymuş.. bizim elimiz armut toplamıyor dediğimde ne b.k yersen ye, layığını bulursun dedi, bu beyefendi yazar.
bir yaşlı beyefendi yazarın bu kadar ağır hakaret etmesi, üstelik ekranına kurulduğu çok güçlü bir yayın organını bizleri aşağılamak için hatta en kuvvetli en aşağılık cümleleri seçmesi bizler için şaşırtıcı değil..
nihat genç ismi geçtiğinde öfkesine sahip olamıyorsa nihat ismini geçirmesin, tıpkı gazetesinin ve etrafındaki onlarca gazetenin yaptığı gibi..
ununu elemiş eleğini asmış olması gereken bir yaşa gelenler, yani güçten kuvvetten gittikçe düşmeye başlayan bu beyefendi gibileri, nihat ismiyle aşırı derecede heyecanlanıp şehvetli bir öfkeyle viagra yutmuş misali kuduruyorsa, bu beni sevindirir.
ancak nihat genç ismine bu kadar aşırı hınç hepimizi düşündürtmeli, sabahlara kadar diskovari gençlik programlarında şallak mallak gençlerle gönül eğlendirip hala içindeki zehri çıkartamamışsa, ülkemizdeki en büyük sorun sıralamasını terörden, israille savaştan çıkartıp en büyük sorunun terbiye, yani edep kemal olduğunun artık adını koyalım.
adımız geçer geçmez zincirlerinden boşanmış gibi küfürler eden bu yaşlı beyefendiye terbiyeden bahsetmek saçmaca bir şeydir, çünkü zırnık bulamazsınız, bunca yıl okuyup düşünüp yazmış bir insan nasıl olur da hala insani gıdalar alıp beslenememiş, işte medyanın vahşi yoksulluğu buradadır.. üstelik muhatabımız medyaya etik dersleri veren bir yaşlı beyefendi..
tabiatın gereği hepimiz yaşlanacağız ama allah hepimize dünya nimetleri ve arzuları ve dertleriyle gücümüzün kaldırabileceği bir yaşlılık nasip etsin, bu yaşta, kibarlık, beyefendilik ve bilmişlik maskesi takıp sonra korkunç acı çığlıklarla küfürler etmek, işte allahın bir yaşlı insana cezası bu olmalı..
tabii ki asıl sebep kifayetsizlik.. hayatında hiçbir eser vermemiş, tüm ömrünü ansiklopedi tashihciliğiyle harcamış bir insanı alıp başköşelere oturtursanız, olacağı buydu. gençliğindeki gazetecilik yıllarını da hatırlatmam lazım, yassıada mahkemesi başkanının ne kadar yakışıklı olduğunu etraflıca yağlayıp ballayan bir muhabir..
belki okan bayülgen programları formatına uygun ecüş bücüş benzetmeler ve kelime soytarılıkları şovuyla gece eğlencesi şamataları bu kifayetsizliği kaldırabilir.. ancak geceleri bu tür her türlü maskenin kalktığı tam anlamıyla şamata eğlence programlarıyla benliklerini şişirenler sabah olup normal dünyaya dönünce acı sorunlar başlıyor..
bu tür şov programlarında her türlü gırla mavra espriler yapılır, bunu anlarız, ancak bu tür programları, nasıl tür insanlar, kişilik ve ben şişirme için kullanır..
siz nasıl tür insanlıktasınız allah aşkına..
hakkı devrim bey, hayatınızı kelimelerle geçirdiniz, en azından tashihcilik diyelim, hadi kıyısından dilbilgisine de bulaştınız diyelim, ancak işte allah gecinden versin koca bir ömür yaşadınız kelimelerle, ama hala kelimelere ruh veren can veren şeyin yazarlar olduğunu öğrenemediniz, hatta kelimeleri hala grafik sanatçıları gibi görüyor, onların hepsinin ayrı bir ruhu kişiliği olduğunu hala öğrenemediniz.
ki, alkışlayıp göklere çıkartıp yüz bilmem kaç baskılar yaptırdığınız son yirmi senenin çok çok ünlü yazarları sizler gibilerin sayesinde ünlerine allah şükür kavuştu, muratlarına erdi, ama onlar da sizin yolunuzda kelimelerin bir sahipleri olduğunu anlayamadı, yazık, anlayamayan dediğim türk edebiyatının baş köşesine yerleştirdiğiniz yazarlar..
işte bu gerekçelerle yıllar önce on, on beş sene önce sizler için hela ibriği benzetmesi yapmıştım, hala unutamamışsınız, sebebi çok basit, hela ibriği benzetmesini kaleme alan nihat genç, o ismi var eseri sizin gibi yok yazarlardan farklı olarak kelimelerine ve benzetmelerine ve cümlelerine hayat katar, can verir, artık ölmez o benzetmeler, o yakıştırmalar.. bakın onbeş sene mi oldu, hala unutamıyor, telefonda, sen de zamanında hela ibriği demiştin deyip intikama getiriyorsunuz lafı, ve ismi var eseri yok o yazarların o yıllarda sizlerin şak şaklarıyla çok satan kitapları artık satmıyor, ama nihat genç'in kitapları hala ve gazetelerin ve kitap dergilerinin amansız sansürüne rağmen çok satıyor..
hepimizi şaşırtması gereken gerçek doğru işte budur. kelimeleri soytarılaştırıp çöpleştirenlerin medya gemilerine bindiniz, ve şimdi canınız çok sıkkın.. artık kelimelerle yeni bir aşk ilişkisine girebilmeniz için vakit çok geç..
hiç kimse bu dünyada kelimeleri aşındırtma, çöpleştirme, körleştirme, plastikleştirme, köpükleştirme hakkına sahip değildir, ki, benim leman'da yazdığım o yıllarda işte kelimeleri çöpleştiren bu cüruf'un bando şefliğini soyundunuz, ki abartmayalım kimsenin dıngılında da değildiniz..
ve hakkı bey, türkiye'nin en boyalı en şişkin en en en gazete ve tv'lerini defalarca kullandığınız halde nihat genç'in sesi senden ve senin gibilerden daha çok çıkıyor, daha çok duyuluyor..
işte lafın burasını kurcalayın, boğmak yok etmek görmezden gelmek sansürlemekle uğraştığınız nihat genç siz ve yıllarca poh pohladığınız yazarlardan daha çok okunuyor, dinleniyor, acep nedendir?
bakın size dostoyevskiler tolstoylar gibi bir laf edeyim, bir yazar gençlik öfkelerini öğüte öğüte ancak çocukluk iyiliklerini düşlerini büyüte büyüte yaşlanır..
siz de bunun tam tersinin gerçekleşmesi yüce allahın tecellisidir, allahın ve hayatın içimize koyduğu sızıları anlamaya çalışarak değil vaktimizi çocuksu şaklabanlık programlarıyla heder edersek, işte bunama dediğimiz, bugün batı basınını çokça işgal eden papazları bile çocuk istismarına sürükleyen bir yerlerde buluruz kendimizi..
haşa, tövbe en küçük anlamıyla bir cinsel çocuk istismarından söz etmiyorum, söz konusu olan kelamsa yani insanlığın en acil ihtiyacı kelimelerse biz yazarlar için daha beterinden söz ediyorum, kelimeleri edebiyatı hayatı yazıyı ahlakı öğrenmeye çalışan genç çocukları disko kapılarında sevimli ihtiyar cambazlıklarıyla kandırmaktan söz ediyorum.
ve hakkı bey, sizler işte bir ömür yaşadınız ve kendinizi onurunuzu kemalinizi koruyamadınız, kendi içinde kendi gençliğinde insanlık için hiç hazırlığı olmayanlar, işte ders çıkartsınlar, böyle oluyor bu şaklaban medyada çok üfüren çok sallayan esersiz kitapsız yaşlı yazarların ihtiyarlığı.. eleştirmenliğe oynadınız tutmadı, dümbüllülüğe oynadınız hiç tutmadı, uygarlığımız ve yeni yetişen gençliğimiz yeni şovlarınızı ve artık giderayak bir şeyleri tutturmanızı heyecana bekliyoruz..
eee yeter artık, bu yaşlı kifayetsiz yazarların yanlış yerler tutmasından biz de yorulduk..
doğrusu, tayyip erdoğan'ın dış politik naralarından yorulup bir yaşlı yazarın eğlenceli kişiliğini yazılarımıza meze tabağı yapmak sanmam beni ve okuyucuları birazcık avutsun..
--spoiler-- http://www.odatv.com/n.ph...me-cevabimdir--1006101200