zamanında maruz kaldığım gibi din öğretmeni tarafından korkuyla sarmalanmış çocuk olabilir. devletimizin memuru din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni, aynı zamanda valinin karısı olmakla meşhurdu, din derslerinde ecel vakti gelince azrailin önce ayaklarımızı nasıl parçaladığını ve sonrasında iç organlarımızı boğazımızdan nasıl dışarı çıkardığını anlatırdı. saat 6dan sonra dökülen makarna suyunun "şeytanın çocuklarının ayaklarını yakacağını" söyler üzerimizde kıyafetlerimizle banyo yapmamızı tavsiye ederdi. yoksa şeytan çarpardı. gece tuvalete gitmek demek şeytanla buluşmak demekti, dolayısıyla okulun yarısı altına işemeye başlamıştı. şeytan çarpardı. tırnak kesmek yüksek sesle gülmek yoktu, şeytan çarpardı. sonunda durumun farkedilmesiyle birlikte veliler hocaya bir tane çarpmadan yetkililer olaya el atmıştı ve kendisi öğretmenliğine bir kaç km ötedeki bir okulda "sürülmüş" olarak devam etmişti.
(bkz: geceleri altına işeyen çocuğun varoluşu)