dünya üzerinde, ordusuna kattığı, silah altına aldığı gençlerine aylarca ot yoldurup, amele gibi çalıştıran, garsonu yapıp eğlencesine hizmet ettiren, çaycısı yapıp şamaroğlanına çeviren, akıl almaz cezalarla sakat bırakan, kazma küreklerle çalıştırıp götüne kadar terleten, adına mutlak sadakat dediği egosantrik triplerle kişiliksizleştiren, harp sanatının yüzde birinden bile habersizce çalıştırıp piyasa değeri 50 kuruş bile olmayan yemeklerle beslenmeleri gerektiğini vurgulayan, dünyanın en disiplinli ve en güçlü ordularından biri olduğunu iddia edip, tanımladığı disiplini; selam vermek ve esas duruş tuhflığına odaklayan, bunlarda falso yakalamayı kendine görev addetmiş komutanlarla da kendi askerini gaddarca hizaya getirmekle güçlenen, yetiştirdiğini zannettiği askerine 1968 model silahlarla en fazla 9 atış yaptırarak akşam bültenlerini şehit haberleriyle bezeyen ordu silahını sımsıkı tutsa ne yazar?