bir fuarın günlüğü:
üç saatlik azap dolu bir yolculuktan sonra ulaşılabildi fuara. ilk işim edebiyat sınavlarım için lazım olan akademik kitapları tedarik etmek oldu. ne yazık ki bilinen yayınevleri fahiş fiyata sattıkları kitapları(imge,iletişim,altın,adam) yüzde 20 ile 25 arası komik bir indirimle satıyorlar ve pazarlık payı bırakmıyorlardı. fuarın en dikkat çeken kısımlarından biri artan milliyetçilik dalgasıyla birlikte ulusal strateji ve güvenlik kitaplarının her standda baş köşede olmaları oldu. ayrıca bazı yayınevlerinin (özellikle ileri yayınevi) che ve deniz gezmiş afişlerini her yana asarak bunları populer ikonlaştırdıkları standlar gözden kaçmıyordu. standın yanından geçerken kötü makyajlı aptal bir kızın " deniz gezmiş'in savunması çıktı. almaz mısınız?" demesi üzerine tepem attı ve "bu tarz insanların ticaret aracı olmasına karşıyım. yaptığınız çirkin birşey. bu değerleri iğrenç ticaretinize alet edemezsiniz" dememle kız ayarı yemiş oldu.bir diğer dikkat çeken husus ise islami yayınevlerine gösterilen büyük talepti. fuarda cillop gibi elbisesiyle kodaman bir adam vardı harun yahya kitapları standında. ayrıca misyonerlerin , meditasyoncu zırvaların ve iranlı caferilerin de standı mevcuttu. kitaplar genel olarak pahalı, kültürel bir etkinlikten çok ticari bir etkinlik niteliğine bürünmüştü fuar. kitap sattıklarının farkında olmayan gerizekalı stand görevlilerin katkısı yatsınamaz tabi. her ne pahasına olursa olsun yazarlarla söyleşildi, bedava dergiler edinildi, marjinal solcu yayıncılarla ve islamcılarla muhabbet etme fırsatı yakalandı. fuar kapanana kadar nitelikli ve ucuz kitap avındaydım ki evrensel kültür yayınları ilaç gibi geldi.
