insanların ekmek parası için ne tür çaba sarfettiklerini bilmeyen sözüm ona türkiye cumhuriyeti başbakan sözüdür.
çünki kendisi, çocukları bilmez evine ekmek götürmenin ne zor olduğunu. Malum, maden göçtü ve 30 işçi göçük altında kaldı. Başbakan Erdoğan, hemen bu durumun sosyolojik ve teokratik bir çözümlemesini yaptı (ne de olsa imam-hatiplidir, malum): “Bu bölgenin insanları bu tür olaylara alışık. Bu mesleğin kaderinde bu var. Mesleğe girerken de bu tür şeylerin olabileceğini bilerek giriyorlar!”
Haklı yani orada mücadele eden yerin yüzlerce metre altında ekmeğini kömürden, ölümün nefesi ensesinde çıkaran insanlar bile bile pişti olmuşlardır. çünki onları yut dışında okutacak babalarının şahsi ilişkileri yoktur, girdikleri ticarette sıfır kdv ile iş yapmalarını sağlayan bağlılıkları yoktur. olmadığı için onların kaderiydi ölmek.
onlar ekmeklerini çıkarırkende, öldüklerindede kara toprak altında olacaklar. hiç değilse ardında kalan çocuklarına namuslu bir hayat bırakıp kaderlerini insanca yaşadılar.