bazılarını tenzih ederek söylüyorum ki malesef taraftarı için din konumunda olan, ne söylersen söyle o çoğunluk, kafası bir türlü söylenenleri sindiremeyen zilyon tane taraftara sahip kulüp.
hitler gibisiniz amnskiym, ülkenin amına koydunuz ama halen biz büyüğüz diyorsunuz. lan sığır siki, bi bak bakalım bu memleketteki futbolla uzak yakın alakası olmayan insanlar bile neden sana antipati duyuyor. onu bunu siktiret avrupa maçlarına gittiğinde kimse, iç mücadeleyi önemsemeden giden her takımı destekleyebiliyorken niye senin maçında rakip takımı destekleyebiliyor.
sorarlar adama mal mısın arkadaşım? herkes aynı şeyi söylediği halde sadece senin dediğin mi doğru ?
kulüp yönetimi olarak bir bakın kendinize yahu. araştırın bu kadar söylenileni, yazılıp çizileni niye ?
ne bok yedik de biz bu hale geldik deyin bi kendinize ?
kızdım arkadaşım gece gece, buz falan da kesmez beni. ulan yazılanları okuyorum, mal gelmiş mal gidiyor çoğunluk.
lan ben kendi takımımı bu kadar eleştirmedim, allah göstermesin o günleri de mümkünse. bu ne lan.
fenerbahçe tek büyükmüş. siktir lan. bu lig içinde çoğu takım maddi imkanlar ve başarılar oranında birbirine yakın olmadıkça bi sik büyüklüğü yoktur fenerbahçe'nin. kafan basmadı mı? şöyle izah edeyim o zaman.
türkiye ligini bir mahelle, kulüpleri de orada yaşayanlar olarak düşünün(zor değildir herhalde düşünmek, ayıp etmedim inş.)
mahelleyi bok götürüyor, altyapı yok, elektrik, telefon, yol, su vs hiç bir skim yok. ama fenerbahçe sahip olduğu imkanlarla mahalleye bir villa yaptırıyor.(büyük ya) tutuyor ferrari alıyor ve mahalleye girip hava atıyor ben büyüğüm diye. fenerbahçe'nin mahalleye bir katkısı yok. ne elektrik getirmiş, ne su, ne yol, ne telefon vs vs. ama ona sorsan büyük. lan sen büyüksen, önce bulunduğun yerin bi kalkınmasını sağla, bi adama benzet ki herkes sana saygı göstersin, senin sadece maddi anlamda diğerlerinden üstün olduğunu zannetmesin değil mi ?
ama nato kafa nato mermer, halen parasıyla bi bok zannetmekte kendisini.
gün gelip mahalleyi sel götürse, herkes ayağına çizmeyi geçirip bir an önce ortalığı adam etmeye uğraşırken bu büyük(!) geçinen eleman ayağında yeni cilalanmış iskarpinleriyle çamurun içinden seke seke ilerlemeye çalışır, ay oram buram battı diye feryat figan eder. e o zaman sorarlar adama be yarrağım sen burayı bilmiyor muydun sanki diye?
bu bir örnekti,
anlamadınız mı?
peki o zaman beni de çirkefleştirerek başka bir örnek vermeye zorladınız demektir.
dur onu da yazayım.
hatırlarsanız güler zere adlı biri vardı. zamanında işlediği türlü türlü yasadışı suçtan ve cinayetlerden ötürü müebbet hapse mahkum edilen. geçen yıl cumhurbaşkanı tarafından sağlık nedenleri yüzünden serbest bırakıldı.
neydi sağlık sorunu derseniz, artık günleri sayılıydı. haliyle hapis hayatı yaşayacağına kendisi son günlerinde rahat olsun diye yapılan başvuru neticesinde salıverildi. çoğunuz hatırlarsınız bu olayları.
evet kritik nokta burada başlıyor. kendisi salıverildiği gün kendisinin saz arkadaşları çıkıp kendisini kahraman ilan etmiş ve devletin onun karşısında aciz olduğunu ima eden ithamlara kadar yaptıkları şovun bokunu çıkarmışlardı.
lakin bütün bu yaşanan olaylar güler zere'nin zamanında işlediği sabit olan suçların hepsinin gerçekliğini ve müebbet hapis yediği gerçeğini değiştirmiyordu.
şimdi bazılarınız ne var aburakkoyyim, bu olayla fenerbahçe'nin alakası ne diyebilirsiniz.
benzerlik şudur efem. kendisi her türlü boku yediği halde içinde bulunduğu sağlık sorunları nedeniyle artık sayılı günleri kaldığı için salıverilmesine karşın, kendisinin de içinde bulunduğu bir grup bu durumu devlete karşı yapılmış bir mücadele olarak lanse etmiş ve sonunda devleti mağlup ederek serbest kaldığına dair kibirli tavırlar sergileyerek aleme taşak malzemesi olmuştur. nalıncı keseri gibi her şeyden kendinize bi komisyon çıkarmayın yahu.
bu yazdıklarım örneklemedir. kıyaslama gibi bir amaç güdülmeyip sadece kafası basmayan kalın tomruk kıvamlılar için yazılmıştır. yoksa fenerbahçe'nin adının güler zere ya da mahalle gibi isim ya da şahıslarla bir kıyas, ima durumu söz konusu değildir, götünüzden anlamayınız yazılanları.
bir çok fenerbahçeli arkadaşımız var ki durumu zaten bilip gerekli olgunluğu ve tepkiyi kendileri zaten gösterebilmektedir. onları tenzih ettiğimi tekrar bildiririm.
fenerbahçe ve türk futbolu için olabilecek en hayırlı şey aziz yıldırım ve sahip olduğu zihniyetin türk futbolundan elini çekmesidir. doğrudan ya da dolaylı olarak aziz yıldırım'ın 10 yıldan fazla bir sürede türk futboluna yararı dokunmadığı gibi bol miktarda zararı dokunmuştur. bunu kabullenebilir ve bu sorunu çözebilirseniz eğer 16 mayıs 2010 tarihindeki gibi türkiye'yi fener-antifener olarak ikiye bölmez, futbolun güzelliklerini konuşturabilecek bir hale gelirsiniz.
pardon ya yine sizin elinizde değil mi bu imkan, doğru ya siz büyük kulüptünüz, bazen karıştırıyorum şu sosyete mekanıyla kusura bakmayın.***