çayınız.. muhakkak birkaç çay çeşitleriyle harmanlanarak oluşturulmuş olsun. çay-kur'dan tiryaki çayı, turist çayı ve filiz çayı; lipton'dan doğu karadeniz çayı, orijinal lipton çayı, golden ceylon çayı ve doğadan çay tavsiyemdir. hele bunların alayını karıştırıp da içerseniz şahane bişey olur. deneyin görün.
çay yapraklarını, demlemeden önce boşa yıkayıp da ziyan etmeyin hocam. bi işe yaramadığı gibi çayın da tadını kaçırır. ayıp edersiniz.
bulanık suyla çay demlemek, doğan görünümlü şahin marka arabayla kız etkilemeye benzer. sonuç alamazsınız. nispeten temiz su kullanın.
çayı demledikten sonra demlik kısmının ucunu, ya aliminyum folyoyla, ya da gazete kağıdıyla kapayın efenim. buhar çıkmaz. çıkmayan buhar çayı daha güzel demler.
demledikten en az yirmi dakika boyunca demliğin kapağını açmayın. yazık edersiniz yoksa. azıcık sabredin.
"ay içicem ama çooookk çok açık olsun şekerim. imamın abdest suyundan biraz kıvamlı lütfen." "hacoli bana sırf dem koy. koyu içiyorum." "tavşan kanı olsun la. duble kanlı olsun benimki." diyenlere itibar etmeyin. sırf çaydan veya sırf sudan oluşan çay, çay değildir. başka bişeydir. siz ortasını bulun çay koyarken. her türlü içer onlar zaten. merak etmeyin.
çay demliğine kafanıza göre limon, filiz, tarçın, karanfil eklemeyin. bir demliğe herhangi ek madde koyarsanız, özü demliğe geçer, kalan çayları hep aynı konseptte içersiniz. yine yazık olur.
ha bi de... mümkünse cam bardakta ya da fincanda için. tadı başkadır. porselen uymaz. onunla kahve için siz.