ayşe arman

entry707 galeri
    328.
  1. türkiye'de yaşıyormuş gibi, "ay bu ülkede yaşanmaz" tribine giren, mide bulandıran insan.

    kendisini kötülemek için falan söylemiyorum bunu, gerçekten fikirleri olsun, yazdıkları olsun, yaşam tarzı olsun midemi bulandırıyor. "e sana ne?" diyeceksiniz. bu kadar göz önünde olmasını ve sözde türkiye'nin en büyük gazetelerinden birinde yazmasını istemiyorum. na musait'in de açıklamış bulunduğu saçmalıklarla dubai'de yaşayabilmesi midemi kaldırıyor. "şerefsizler ben de yazarım onu, beni de dubai'ye gönderin" değil derdim, ben bu insanın bunları yaptığı halde böyle muamele görmesinden tiksiniyorum.

    yahu ayşe arman kimdir ya? kişiliğini falan hiç tartışmıyorum, bir yazar olarak ayşe arman kimdir, ne yapmıştır? insana bir şey katan ne yazmıştır gazetede? tamam röportajları iyi güzel de saçmasapan şeylerle gündeme gelmesi, modelmiş gibi fotoğraflar çekilmesi(eh tabi bildiğimiz poz verip fotoğraf çekilmek değil), abidik kubidik işlere girmesi, i said saclar no dedim'den bir yazı çıkarabilmesi... hoş bu son söylediğim ne kadar yetenekli bir yazar olduğunu gösteriyor, ahaha.

    kendisinin başbakan'a saygısı kalmamış. ben şu yaşıma kadar, yapılan ne olursa olsun, her şekilde birilerine saygı duyulması gerektiğini öğrenmiştim. yani bir insan şerefsizin teki de olsa, sana her türlü pisliği de yapsa, yine de saygı duymalısın diye öğrendim. eh madem birine "sana saygı duymuyorum, sen kimsin?" demek meşru bu ülkede, ben de kendisine zerre saygı duymuyorum. kendisi okuyucu kitlesini -varsa eğer- iplemediğinden, bu entrymi görse dahi bir dakika oturup düşünmeyecektir. yaşam tarzıdır, anlayışıdır. bu saatten sonra biz beğenmiyoruz diye değiştirmeyecek tabi. değiştirmesin de. dubailere nasıl yerleşecek yoksa? nasıl new york yapacak, nasıl miami yapacak arada bir?

    şu son yazısına bayıldım zaten, aslında onunla ilgili bir şeyler yazmak istiyordum ama beceremiyorum yahu, kendisi kadar yetenekli değilim bu konuda. allahını seven müslüman söylesin yahu... insanlığı seven ateist, yaşamayı seven deist, aldığı nefesten mutlu olabilen, beynine oksijen giden insan söylesin...
    --spoiler--
    Evet, adam karısını aldatmış.

    Bu kadar basit.

    Milyonlarca erkeğin yaptığı gibi.

    Yapamayanların da yapmak istediği gibi.

    Evet, kötü bir şey, rezil bir şey, felaket bir şey.

    Ama onun meselesi.

    Onun zaafı.

    Onun ilişkisi.

    Bizi ilgilendirmiyor.

    Zaten bütün erkekler bu haltı yiyor.
    --spoiler--
    bu nedir? bu ne demektir? bir insanın karısını aldatması, o ikiliyi ilgilendirir. doğru. ama deniz baykal'ın karısını nesrin baytok'la aldatması, "eş arasında" değerlendirilebilecek bir durum değildir. bunu pek sevgili kızı alya dahi bilecek kapasitededir. bir "dönen dolap"tır bu olay, kişilerin duygusal hareketleriyle alakası yoktur. evlilikle, aşkla alakası yoktur.

    basitmiş. kendisi benden çok new york, miami görmüş fakat avrupalıların, amerikalıların aldatmayı da aldatılmayı da çok sevmediklerini öğrenememiş sanırım, çok yazık. modernleşme adı altında saçmalayanların sancaktarıdır ayşe arman zaten gözümde, bu yazısıyla iyice sağlamlaştırdı yerini gözümde. evlilik önemli bir müessesedir. dünyanın muhtelif yerlerinde insanlar birbirlerini aldatıyor olabilirler. bu zaman zaman doğal dahi karşılanabilir. fakat insanlar ihtiyaç hissettiklerinden evlenirler. öyle "yea başkasına çakmış" deyip geçilebilecek basit bir mevzu değildir bu. birinin eşini aldatması "doğal" dahi karşılanabilir fakat "basit" karşılanamaz. can dostu, hayat arkadaşı olması gereken insanı aldatan kişi, ona o değeri vermemiştir. veriyor olsa dahi, o insana bu ahlaksızlığı yapabilmiştir.

    bu dünyanın hiçbir yerinde basit karşılanmaması gereken bir iğrençliktir. hayatta her şey güzel değil. her gün onlarca, yüzlerce aldatma olayının yaşanması, aldatmanın basit bir şey olduğu anlamına gelmez, bayağılık seviyesini düşürmez.

    beni çıldırtan nokta...

    "milyonlarca erkeğin yaptığı, yapamayanların da yapmak istediği gibi" ne demek? milyonlarca erkeği sadakatsizlikle, ruhsuzlukla, böyle bir bayağılıkla suçlamak nedir? kendisi sapkın fikirli olabilir fakat eşine bağlı olarak mutlu bir hayat sürebilecek, aldatmanın iğrençliğiyle yaşamak istemeyecek "milyonlarca" erkek var bu dünyada. dünyada birden fazla güzel kadın var. bu erkeklerin istedikleri kadınlara saldırabilecekleri, eşlerini onlarla aldatabilecekleri anlamına gelmez. kendisi her güzel geleni yiyebilir, "onun meselesi"dir. ama milyonlarca erkek de böyle adice bir şeyle suçlanamaz.

    onun meselesiymiş, onun zaafıymış, onun ilişkisiymiş, bizi ilgilendirmiyormuş... "bu nedir?" cümlesiyle başlayan paragrafta buna değindiğimi düşünüyorum, ayrıca bir şeyler yazmaya gerek yok.

    tüm erkeklerin bu haltı yemesi noktası ise benim için yazının kesin sıçışıdır.

    milyonlarca erkeğin bunu yaptığını ya da yapmak istediğini iddia ettikten sonra, her erkeğin "aldatma" haltını ettiğini söylüyor. ve ayşe hanım, pek anlaşılmasa da, sanıyorum ki "baykal olayı ahlaksızlık olabilir ama bunu yaymak daha ahlaksızcadır" demeye çalışmış. hoş, baykal'ın yaptığını da ahlaksızlık olarak değerlendirdiğini zannetmiyorum. onun için garip şeyler değil bunlar galiba.

    ve bunu "her erkek yiyor bu boku, ne var yani baykal yemişse?" diyerek savunmaya çalışıyor. ortada siyasi bir durum var, bunun içine karışmış bir aldatma iğrençliği var ve kendisi milyonlarca erkeği bu rezillikle suçladığı gibi, baykal'ı da, baykal'ı dahi güldürebilecek şekilde savunmaya çalışıyor, saçmalıyor.

    şimdi baktım, kendisinden 25 yaş küçükmüşüm. düşünüyorum benim kafam mı basmıyor bu işlere, ben mi küçüğüm, yoksa insanlar cidden garipler mi bu kadar? ne yapmaya çalışıyorlar?

    yazık lan, çok yazık.
    0 ...