çok seviyorum..
eğer bu çoğu limit bir kavrama çevirebilsek dünyanın bütün okyanuslarını doldularacak kadar su,
bütün insanları öldürebilecek kadar zehir
tüm evreni boyayacak kadar renk
her şeyi örtebilecelek kadar koyu..
en çok ne kadarsa o kadar işte..
neyse,
seviyorum ben şimdi, enteresan bir duygu tabi, içinde büyük bir his biz ona sevgi diyoruz diğer duygulardan ayırıyoruz ama ne olduğu da meçhul aslında..
bu sevgi denen duygudan çok var içimde..
onu görünce, ah ulan görünce.. yere düşer mi bir insan. yürüyemez mi? yok adım atamıyorum, kıpırdayamıyorum. bir kaç kere onu görünce yürümeyi denedim, arkadaşım tutmasaydı okulumun tarihine geçen bir öğrenci olacaktım...
bu sevgi varya. ah ulan var işte.
gitmiyor, bitmiyor.. yok hiç bir şey bitiremiyor bu sevgiyi.
arada geçer gibi oluyor, diyorum ki, ah bitti işte, o ağlamalar sızlamalar bitti.
sonra yine görüyorum. of! hala eriyormuşum ben ona, hala içim gidiyormuş, yüzüm dönüyormuş onu görünce..
oynuyor yani adamla, dağıtıyor. geçti sanıyorsun, tamamdır hadi yeni ufukla.. diye cümleni bitiremeden bir yerlerden bir müzik sesi geliyor, ulan yine o aklında, yine gözünden gitmiyor.
insan altmış yaşındaki halasını bile ona benzetir mi?
sokakta gördüğüm kadınlardan -hatta adamlardan(!)- geçtim kaç yaşındaki halam bile ona benziyor sanki.
gözleri yok mu gözleri.
şimdi bu bokun ne olduğunu bilmeyenler yine başladı göz möz diye ekikiki, yapabilir.
bende öyleydim be, ama o iş öyle değilmiş işte.
gerçekten gözlerine bakmaya kıyamazmış insan, gerçekten gözler eritirmiş insanı yaşamak lazımmış abi.
gözleri kahve lan, bildiğin türk halkının yüzde altmışbeşinde bulunan renk. hatta arkadaşlarıma göre pek güzel bir kahvede değilmiş..
lan her gün gözleriyle uyanıyorum. gün ağarıyor açıyorum gözümü, oha! karşımda gözleri işte lan.
ah..
kendimi yırtsam yüzle çarpsam bine bölsem, ölsem yine de bir kere bile elini tutamam, sarılıp uyuyamam, gözlerine saatlerce bakamam.
nasıl bir şey lan, ne biçim bir manyaklıktır bu, ne tuhaf bir hastalıktır.
neden hiç bir şekilde geçmez, tam geçiyormuş gibi yapıp niye kanar..
karşılıksız aşk ne tür bir işkencedir olm, çok acayipim lan, şu an bile bir yandan gülüp bir yandan ağlıyorum, babam öldüğünde ağlamamıştım, şimdi sokakta, metroda, evde her yerde ağlıyorum hamile gibi oldum.
geçen gün reklamlarda kız "annem bana dedi ki ben onun her şeyiymişim, peki ben anneme ne aliyim?" dedi yarım saat ağladım lan...
aşk, her türlü belanın daha fazlası her türlü acının daha yükseği, ölümün şahı, şahbazıymış..
karşılıksız aşk ise.. *