Kimse görmedi, kimse duymadı, iğrenç dünyadan sıyrılıp beraber kurduğumuz gizli dünyamızda sadece sen ve ben vardık. Oysa biz iğrençtik herkese göre, istisnasız herkese... Hatta eskiden ben de bu duruma aynı tepkiyi verirdim. Erkek evli, sadece klasik bir cinsel yakınlaşma hikayesi derlerdi. Hayır öyle değildi, aşk başka bir şey, çok çok başka. Sen pişmandın 1 sene önce evlendiğine, ben pişmandım 1 sene önce nişanlandığıma. Sadece filmlerde olur sanırdım, iki insan nasıl birbirine bu kadar bağlanır, diğerinin ayağı yere basmasın isteyecek kadar değer verir. Bazen eğlenmek adı altında, ki aslında duygularımızı tatmin etmek için, sevgiliymiş-evliymiş gibi rol yapıp sonrasında bir anda kesip hıçkırıklara boğularak sarılıp ağlamak... Sayamadığım kadar çok gece kaçamak olmadan beraber uyuduğumuzu yastığıma sarılarak hayal ettim. Çok kırdık birbirimizi imkansızlıklar yüzünden, çok kavgalar ettik, mücadele ettik, yine de sırtımızı dönmedik birbirimize. Ama bittik, aşkımız değil, dayanma gücümüz bitti. Ben evleniyorum bebeğim. Sen de benim aşkımdan kaçabilmek için karınla Avusturya'ya yerleşiyorsun. Sadece bedenlerimiz uzaklaşacak. Son nefesime dek seni soluyacağım. Çok acı çekiyorum.
biraz daha zorlasa attila ilhan a rakip olacakmış.