devlet bahçeli

entry8715 galeri ses5
    525.
  1. sanırım 2001 yılından beri hiç bir yurtdışı ziyaretinde bulunmamış kişilik. en son, başbakan yardımcısıyken gitmiş olduğu türkmenistan'da, saparmurat türkmenbaşı niyazov tarafından ayar yemiş olduğundan ötürü olsa gerek, ne türklük ve turan olgusunun temsilcisi olarak orta asya'ya, ne de dost ve kardeş ilan edilen azerbaycan/kktc/bangladeş gibi ülkelere gitmiş parti lideri.

    tamam bu adam bilmem kaç yıldır muhalefet görevini yerine getiriyor, ha muhalefetten kastım kendi grup toplantısında sesi kısılırcasına bağırmak muhalefetse, ben çıkar kürsüye dötümü açar daha iyi muhalefet olurum ama mecliste genel kurula hitapta pasif davranması, orta anadolu gibi merkez sağın çıkış yerlerinde akp'nin yüksek oy almasına en büyük sebeptir.

    devlet bahçeli ne zaman bir yerlere gitse, -ki gittiği yerler genellikle osmaniye, adana, kırıkkale gibi yerler oluyor, yada kendisi daha çok erciyes'te yaylaya çıkmayı seviyor- televizyondan gördüğümüz tek şey, ketum gibi halkla yanyana olmaktan çok, kendi şakşakçılarına el öptürme ritüeli. anla yani, adam sırf el öptürmeye yozgat'a gidiyor.

    azerbaycan'ın muhalefetteki sikimsonik milletvekilleri bile, tüm dünyayı dolaşıp, azerbaycan'ın karabağ sorunu hakkında dış politikayla uyumlu temaslarda bulunması normal gelirken, tabanının idealleri turan olgusundan geçen bir partinin genel başkanının, daha bir kez olsun azerbaycan'a, kazakistan'a yada ne bileyim kıbrıs'a gitmemesi, pasiflikten ibarettir.

    yazık garibim ülkücüler de, her cuma ocaktaki toplantılarından çıkışta, "mücadelemiz milliyetçi türkiye'ye, turan'a kadardır" diye bağırsınlar. sonra onlara "siz maşasınız olm" diyince de bizi dövsünler. böyle de garip bi paradokstur işte bu.

    ve devlet bahçeli'de bu zincirin başlangıç ve bitiş halkasıdır.

    not: ha bu arada, devlet bahçeli yarın karşıma geçip, "lan topuz, al lan bu pasaportum, bak nerelere gitmişim" derse, elinde kanıtlarla gelirse, ben de susar, şapkamı yerim o zaman.
    1 ...