yazılanlar açıktır. kadının dövülmesi şarta bağlanmıştır. bu şart da kadının başkaldırması ve çeşitli sebeplerdir. yani zorlayıcı sebeplerin sonucunda Allah (c.c.) kadına vurulmasını emrediyor.
modern, "sözde" kadını dövmeyen dünyasının kadına verdiği değerin göz önünde olduğu, yılda yüzbinlerce çiftin boşandığı günümüzde, sanki dünyaya ve olaylara derinlemesine bakabiliyormuş gibi insanoğlu bu ayete karşı geliyor -haşa- "Allah kadınları dövmeyi emrediyor bak, islam'da kadına şiddet var." diyor.
halbuki bunu demeden önce Peygamber efendimiz'in (s.a.v) mubarek hayatını inceleseydi, onun hanımlarıyla nasıl geçindiğini görseydi, Hz. Hatice'nin ölümünden yıllar sonra bile onun hatıralarını yâd ettiğini, sırf onun hatırına ölümünden yıllar sonra bile Hz. Hatice'nin akrabalarına hediyeler gönderdiğini görseydi böyle demeyecekti.
unutulmamalıdır ki Peygamber Efendimiz (s.a.v) Kur'an ahlakıyla yaşamıştı ve bir durum varsa önce onun hayatına bakılmalıydı.
düzenleme: bir de çıkıp "Allah niye peygamber gönderiyor? kitap yetmiyor mu?" diyorlardı.
ayrıca:
Bismillahirrahmanirrahim
O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. ilimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
