eğer bursa hakkında hiç bir bilginiz yoksa haritada yerini bile bilmiyorsanız, öncelikle bursa hakkında bilmeniz gereken 3 şey vardır, bunlar:
-şehirde yıllardır elektrik var, elektrik üretmek için pedal çevirip dinamolarla akü falan beslemiyoruz.
-bursalı anneler, erkek çocuklarını basket topu sektirir gibi yolda gezdirmiyorlar.
-hergece dağdan ayılar inip şehirde sorun çıkarmıyor, o işi, şehirli ayılar yapıyor.
bu üç mühim bilgiyi edindikten sonra bursa hakkında diğer bilgilere geçebiliriz.
osmanlı devletine bir zamanlar başkentlik yapmış olduğu için gerçekten yaşlı bir ildir, bundan dolayı hemen hemen her sokağı her köşesi tarih kokar ve gerçekten hoş bir kokudur ama zaman zaman bu tarih köşelerine biriken çöpler yüzünden ne estetik kalır kimi yerde ne de tarihin kokusu hoş gelir insanın burnuna.
yeşildir yeşil olmasına ama eskiden bu yeşilliği sağlayan ağaçlarmış, şimdilerde ise binaların dış cephelerini yeşile boyayarak yeşilliği vermeye çalışanlar var. gerçi şehrin güneyini ulu dağ tuttuğundan ve hala insanlar şehri yeşil tutmak için çabaladığından diğer büyük şehirlere göre yeşil biraz daha fazla hissediliyor şehir içinde ama giderek betona battığımız doğrudur.
büyük illerin yollarının kesiştiği bir noktada olduğundan olsa gerek irili ufakli bir çok sanayi bölgesine sahiptir. tabi bu kadar sanayinin bir arada olması, bir çok işsiz insanın hayallerine giren bir şehir olma özelliğini de barındırır, bu sayede şehirde bir çok farklı şehirlerden insana rastlmanız mümkündür, zaten tam anlamıyla yerli bursalı sayıca fazla kalmamıştır ve belediye bu kişiler için özel koruma bölgesi falan açmayı düşünmemektedir.
istanbul ile arasında fazla bir uzaklık olmadığındanmıdır, yoksa istanbul'un gerçekten çok mükemmel bir şehir olduğundan mıdır bilinmez şehir halkının büyük bir kesiminde istanbul özentiliği vardır; işlerini istanbul firmalarına yaptırırlar, arabalarının plakalarında ilk iki basamağın 34 olmasını isterler, işin trajikomik yani istanbul da olup da bursada olmayan hiç bir şey yok gibidir.
şehirin denizi yoktur ama denizle arası 20 dakikadır, çok güzel yazlık beldeleri vardır (mudanya, kumla ,gemlik) ve şehrin arkasında uludağ bütün heybetiyle durur. yazın ya da kışın uludağ bütün şehir halkına her zaman estetik bir şov yapmaktadır, uludağın keyfini çıkarmak için dağa çıkmaya gerek yoktur, bir bakış bile size çok şey yaşatabilir.
bir adet üniversitesi vardır uludağ üniversitesi, ama ortalamanın üzerinde sayılabilecek bir kaliteye sahip ve yüz ölçümü olarak ise son derece geniş bir alan sahip olduğu için gelecekte çok daha gelişmesi adına büyük bir potansiyele sahiptir.
develuasyon yıllarına kadar şehir, tekstil sektöründe, dünya çapında bir üne sahipti. devaluasyon sonrasında ise bir çok büyük şirketin iflas açıklaması yapmasıyla çinli tekstilciler peş peşe goller atmış ve bursa bu konuda küme düşmese de son derece gerilere düşmüştür. fakat yinede bazı şehir efsanelerine göre türkiye'deki en iyi tekstil mühendisliği bölümü uludağ üniversitesindeymiş.
her sokakta en az bir adet gıda sektörüne ait bir dükkan görmeniz, bursa halkının evlerinde mutfak olmadığı gibi bir görünüm yaratsa da, bursa halkının yemek zevkine önem verdiği görünür.
kültürel olarak ap ayrı bir yerdedir, bir kaç sineması olup tek bir tiyatrosu vardır (bkz: ahmet vefik paşa tiyatrosu), bunun yanında binlerce internet kafe ve kahvehane olması da şehrin geneli hakında bir çok fikir verebilir. fakat unutulmamalıdır ki bursa şehiri bir çok şehirden göçüp gelen insanları barındırmaktadır, dolayısıyla bir çok farklı kültürü içinde tutar, bu yüzden şehre gelip bir kaç kişiyle konuşup şehirin yaşayanları hakkında bir fikir yürütmek her zaman hayal kırıklığıyla sonuçlanacaktır. zira seveni gönülden sever bu şehiri, toz konsun istemez.