tepemden inen uçaklar... benzini bol olsa gerek, gerekli, gereksiz gaza basan ayaklar. üst katta ki sevgi ablanın bitmeyen topuklu terlik tıkırtısı, odada ki ışıkların inceden çıkardığı, sızıntı gibi bir ses... hepsine ve herşeye susun diye bağırmak istiyorum... derinden, en derininden bir sessizlik.. sukut kelimesi dalga dalga yayılsa bütün evrene. karınca dahi yürümese. duyduklarımdan sebbep duymadıklarım, düşünemediklerim gelse kulağıma, aklıma. sessizlikle sirkelenen beynimden, gereksiz, yoran, tüketen ne varsa beni atsam camdan, kapıdan dışarıya. bir sigara yaksam. çakmağın sesi dahi fazla gelse, devleşse kulaklarımda. çektiğim nefesi duysam hissetmekten öte ve bıraktığım dumanın ahengini bir musiki kıvamında dinlesem. gök kapaklarım ağırlaşsa ve her kirpiğim ayrı hikaye anlatsa bana. saçlarım bu güne kadar onlara dokunanlardan bahsetse, en çok da annemizi ozluyoruz dese. gülümsesem. dişlerim parlasa ve onlara değen ışığın bıraktığı sesi duysam."dın" etse kulaklarımdan öte ruhumda.aynalarda akseden her görüntü başka dillerden, başka dünyalardan masallar anlatsa.. sessiz olsa herşey.. fazla olan herşey sussa.. ben de sussam aslında.. benden öte bir şeyler konuşsa.