yorgun gecelerden yine uykusuz ve yorgun gecelere savruluşlar var.
ne kadar çok özlemişim bu kadar iyi olmayı, canlı ve sağlıklı olmayı...
geçici mi değil mi bilmiyorum; tekrar geri gelmez mi gelir mi bu illet bilmiyorum; ve açıkçası bilmek de istemiyorum. tek bildiğim şimdi biraz daha iyiyim. annemin ve kızımın kaygılı bakışları biraz düzeldi gibi ve ben çok rahatladım. ne gariptir ki kendimden önce onların rahatlaması benim için daha önemli...
ışınlı kadın olmaktan kurtuldum gibi şimdilik. bir ay sonra kontrolüm var yine. ve ben bu bir ayı dolu dolu ve güzel yaşamak istiyorum.
önce okula dönüp yarım kalan tüm derslerimi halletmem gerek. bu yıl pek faydalı olamadım gençlerime farkındayım. ve bunun acısını yaşıyorum aslında bunca sıkıntının arasında.
yavaş yavaş evimin işlerini yapmaya başladım. planlar bile kurdum baharda. evimin boyasını kendi ellerimle yapacağım. ve yazın ufak bir tatil bu ilçeden bir kaçış mükafatı olsun bana.
dört bir yandan ateş çemberinde kalan hayatım biraz küllendi mi ne? ne kadar güzel bu huzur. sürdüğü yere kadar artık. plan yok, detay yok, üzülmek yok...
mutlu muyum? evet bu illete rağmen çok mutluyum.
beni hayata bağlayan sebeplerim giderek çoğalıyor. ama en önemlisi ölümden hala korkmuyorum.
doktorum yaşama sevinciniz yok diyor. haklı da... daha önemlisi yaşama sevincim ya da isteğim yok belki; ama yaşamak için nedenlerim var. belki bunlar yaşama isteğini de beraberinde getirir ileriki günlerde.
kadın kendini sev; ve hadi yoluna devam et bir daha ki sefere daha güçlü karşılaman için bu illeti...
bunu da asla unutma!
sen istersen her şey " olur. " sen istersen her şey " ölür. "
"bu senin hayatın." her şey tanrının sana sunduğu seçimleri değerlendirmene kalmış.
hadi daha ileriye ve daha yükseğe.. tıpkı gençlerine dediğin gibi... önce sen yap ki örnek olasın...
inandığın her şeyi başardın sen...
karşındakileri de bu inanç sayesinde hep inandırmadın mı?
sen koca toplulukları bir parmak işareti ile sevgini katık edip peşinden sürükleyensin ki; kendini mi yenemeyeceksin?