eşi benzeri olmayan bir romancıdır. özellikle gençlik psikolojisini en iyi kavrayan, anlatan romancılardan biridir. uzak doğu felsefelerini yıllarca araştırmış, eserlerinde bolca yararlanmıştır. genellikle kendini farklı, terk edilmiş, yalnız duyumsayan genç bireylerin iç dünyalarına eğilmiştir. hayal gücü sınırsız olup, okumaya yeni başlayan bir gencin bile rahatlıkla ve heyecanla izleyebileceği akıcılık ve ustalıkta bir üsluba sahiptir. 'boncuk oyunu' adlı hacimli romanı ile çok nadiren rastlanabilecek matematiksel ve yazınsal bir dehaya sahip olduğunu kanıtlamış, ardından eserlerinin gücü ile kıyaslandığında hiçbir değeri, ağırlığı olamayacak nobel yazın ödülünü kazanmıştır. roman türünde gösterdiği ustalığı, öykü ve şiir dallarında da gösterebilen çok az sayıdaki edebiyatçıdan biridir. gelmiş geçmiş en insancıl, hümanist yazarlardan olduğunu söylemek hiç de yanlış değildir. derin ve karanlık insan ruhunu kavrama ve betimleme konusunda gösterdiği ustalık, belki ancak dostoyevski'nin çaba ve başarısı ile karşılaştırılabilir. ömrünün sonlarına doğru yazık ki akli dengesini kısmen de olsa yitirmiş, genç kızları büyü yolu ile baştan çıkarmaya çalışmak gibi tuhaf bir suçlama ile gözaltına alınmıştır.