akp nin soykırımlar için tepkisiz kalması

entry17 galeri
    11.
  1. şaşılacak ne var ki bunda dedirten olaydır. büyükelçilerini istişare için ankara'ya çağırdığını dünyaya ilan eden başka hangi ülke olabilir ki?

    ellerini tutan yok elbet ama yapılacak birşey bulamıyoruz denilmesi saçmalıktan öte değildir. elinden hiçbirşey gelmiyorsa, çıkar aslanlar gibi istişare için çağırmadığını söylersin büyükelçinin, diplomatik dilde karşılığı sert tepkidir bunun. memleketin herhangi bir ilinin bilmem ne kasabasında çevre illerden topladığın partililere şikayet etmezsin, höykürmezsin. vereceğin karşılık bize değil, sözde soykırımı kabul eden ülkeye olacak. bana amerika'yı kınama, git delikanlı gibi amerika'yı kına. çağır büyükelçini, ezik bir ülke gibi, sömürge gibi "ya acaba sert mi olur" diye düşünme. adamlar bir ihtimal senin diplomatik ilişkileri keseceğini, en azından askıya alacağını düşünsünler. alt meclisleri kabul ettiyse yukarıya taşıyamazlar, göze alamazlar ilişkinin kesilmesini emin ol.

    düşünmezlerse de elinden geleni yaptıysan şeyden aşağısı kasımpaşa dersin, bu ülke de senin arkanda durur; sadece yandaşın değil, ümüğünü sıktığın esnaf da çiftçi de, solcusu da, ulusalcısı da, teröristi salınıp aydınının tıkıldığı hapishanelerdekiler de...

    ama kim sana doğru yolu gösterecek ki bu saatten sonra? sana yol gösterebilecek, tehlikelere karşı uyarabilecek, geleceğe yönelik projeler, tahminler, analizler üretebilecek, diplomatik kıvraklıklar sergileyebilecek, masada olduğunu hissettirebilecek kim var ki, kim kaldı ki yanında iki yancı, üç buçuk hancı, üç beş kral soytarısından başka???

    althan brothers mı söyleyecek sana türkiye'yi bekleyen tehlikeleri, itilmekte olduğumuz ortadoğu-arap kör kuyusunu? gözlerinin önünde içeri tıkılmalarına izin verdiğin haberallar söylerdi emin ol, erol manisalılar söylerdi, ilhan selçuklar söylerdi, rektörler, akademisyenler, yazarlar çizerler, uzmanlar, aydınlar, teorisyenler söylerdi, yönettiğin devletin üstün hizmet madalyalı askerleri söylerdi... vereceğin karar her ne olursa olsun, seni seçsinler ya da seçmesinler arkanda kapı gibi dururlardı onlar, omuz verirlerdi, güç verirlerdi emin ol.

    gözlerini ellerinle bağladın kardeş!

    biz de seçelim ya da seçmeyelim; etrafına doluşmuş yancılardan hancılardan göremediğin o tehlikelerle dolu yolda, hem de gözlerin bağlı şekilde yürürken, aynı bağlı gözlerle peşinde yürüyen insanlarız sadece. sonumuz hayrola.
    0 ...