Ruhunu kaybetmenin ne demek olduğunu bilemezsin sen. Bilemezsin çünkü kimseyi ruhunu kaybedecek kadar çok sevmedin. Ya o ya da ben bir seçim yap artık...
Gerçekten çok seven insanlar konuşmaya ihtiyaç duymazlar. Tüm duyguları birbirlerinin gözlerine bakarak anlayabilirler. Ve ben senin gözlerinde ihaneti çok açık bir şekilde okuyabiliyorum. Aldatılıyorum farkındayım ama seviyorum da.
Gerçekten öyle oluyormuş. Gözlerine bakıyorum. Pişmanlığını, suçluluk duygunu, söyleyemediklerini görüyorum. Sonra bakışlarını kaçırıyorsun. Ve aklın başkasına kayıyor. O'na. Onu düşünüyorsun. Biliyorsun eğer beni bırakırsan yıkılırım, vazgeçerim yaşamaktan. Ya onu bırakırsan. Bunu bende bilmiyorum... Peki, ben seni neden bırakmıyorum ki. Neden bitti artık hadi sen yoluna ben yoluma diyemiyorum? Neden gözlerimin içine bakarak bir başkasına gitmene izin veriyorum?
Ruhumu kaybediyorum günden güne. Kendimle beraber bu çirkinliğin içine onu da sürüklüyorum. Ayak diretiyor bazen, gelmek istemiyor. Ama ben bu çirkinliğe o kadar kaptırmışım ki kendimi kaybettiklerimin farkında değilim. Gözlerimin önünden akıp gidiyor yıllar ve sen son kozunu elinde tutuyorsun. Oyun sona erdiğinde anlayacaksın belki. Senin koz bildiğin benim ecelim.
"ya aklın başka yerdeydi ya da yüreğin"
Vazgeç diyorum kendime olmuyor. Her gün biraz daha dibe yaklaşıyorum. Sımsıkı sarılıyorsun bana. Ve ben içimde onu hissediyorum. Biliyorum ki onu düşünerek bana sarılıyorsun. Öpüyorsun dudağımdan ama aşk yok sadece şehvetle. Basit bir hayat kadını gibi hissediyorum kendimi. Tenime dokunuyorsun. içimden ağlıyorum. "Tenime değil yüreğime dokun" diyorum, duymuyorsun. "O ufacık ve sıcak dokunuşlarını özledi yüreğim, kan ağlıyorum" diyorum. Bakıyorum yanımdasın ama yoksun. Aklın gidiyor başka yerlere. Belki de içinden "yanımda keşke o olsaydı" diyorsun. Kafanı çevirip bakıyorsun gözlerime. Ve acıyorsun bana. Kalan son günlerimi sana adadığım için belki de kızıyorsun. Kalkıp gitmek istiyorsun o anda ama gidersen ben yığılır kalırım oracıkta. Biliyorsun ve gitmiyorsun. Ve ben bütün bunların farkında olduğum halde yine uzanıp sıkı sıkı tutuyorum ellerini. Kafamı göğsüne yaslayıp "seni çok seviyorum" diyorum. Sen de bilmem kaçıncı kez yalan söylüyorsun. "Bende" diyorsun...
Sevdanın en yasaklısına, en olamazına bel bağlamışım ben. ya sen diyor yüreğim ya da sen.