evde yapayalnızım artık, annemin dişiyle tırnağıyla adam ettiği o ev.
ben otel gibi kullanıyorum inşallah gücenmiyordur, ama ne yapayım çok yoğunum.
sulugöz değilim, bir seni toprağa verirken tutamamıştım kendimi, şimdilerde neden tutuyorsam kendimi onu da bilmiyorum.
ulan biliyorum sen beni çok seviyordun.
ben seni hala seviyorum beni seven tek varlık, annem.
ne uğraşırdın çamaşır makinesiyle, ocağın üstüyle, fayanslarla. öğrenci evinde, bekar evinde bile kaldım da bu evdeki kadar zorlanmadım. çünkü bu evde sen vardın. girmeye kıyamadığım yatak odasına kuruması için çamaşır makinesinden çıkardığım ıslak çamaşırları getirmiştim. komidinin üstündeki boynu bükük fotoğrafın ve o parfümün duruyordu.
parfümü alırken elim zor ulaştı şişeye. kapağını açtım ve o koku oradaydı hala. senle özdeşleşmiş o parfüm kokusu. yığıldım yatağın üstüne.
canım benim nur içinde yat.