gözlerimin önünde eriyip gidiyorsun belki de. belki de beraber geçirdiğimiz son yıllarımız. seni kaybetme ihtimaliyle karşı karşıyayım ama hiçbirşey yapamıyorum. yapamam ki. çok isterim, istiyorum. ama olmaz. önüne geçemeyeceğim bir gerçek duruyor belki de karşımda.
bir çocuk misali gözlerimin içine bakman, benden medet umman, bana muhtaç olman hayattan soğutuyor beni. ne bir heves, ne bir tat. dünya yansa umrumda değil. herşey yavan geliyor seni böyle çaresiz gördüğüm zaman.
tepkisizliğime sende şaşırıyorsun değil mi. ne kadar soğukkanlı ne kadar katı olduğumu düşünüyorsun.
konuşmak bile zor geliyor artık. ne diyeceğimi bilmiyorum, çenem titriyor gözlerim doluyor biri seni sorduğu zaman. nefessiz kaldığımı hissediyorum, çünkü verecek cevabım yok. birde, kardeşimi kıskandım bugun ilk defa. sen yatarken usulca yanına sokulup yorganı üstüne çekti. ellerini sana kenetleyip kokunu içine çekerek yanağına öpücük kondurdu. seni öptüğünü farkedince yüzünü ona doğru dönüp sıkı sıkı sarıldın kardeşime. tam karşında oturuyordum bende. göz ucuyla bile bakman yeterli olacaktı ağlamamak için dudaklarımı ısırdığımı anlamaya. oysa bizde 2 gün önce sen hastanede yatarken konuşmuştuk değil mi, sadece kardeşin nasıl deyip telefonu yanındakine vermiştin hani. nasılsın anne dediğimde telefona bir başkası cevap vermişti.