bir anımı nakledeyim;
inci turizmin muhteşem bir muavini vardı. kendisi bayandı.biraz hırçın biraz hoyrat, hayatın kendisine verdiği rolü beğenmezdi. nitekim birgun benimle aynı otobüsü paylaştı. arka koltuğumda oturan motorcu kişiye bana ve diğer herkese içecek dağıttı. bir süre sonra, -bu bir süre yaklaşık 5 dakikaydı- boşları topladı. arka koltuğumdaki motorcu kişi kulağına kafası kadar kulaklık takıp gözler kapalı müzik dinliyordu. biz de dinliyorduk onun efkarını. sonra önündeki bardağı muavinimiz ani bir hareketle kaptı ve çöpe attı. bizim motorcu kızmış olacak ki; "ben onu hala içiyordum.yavaş içerim ben hep!" diye haykırdı. muavinimiz otobüs boyunca hiç bozmadığı soğuk kanlılığına devam etti ve dedi ki; " ben onu yavaş yavaş içtiğini bilebilseydim buraya muavin olmazdım." hepimiz önümüze döndük ve inene kadar muavini yanımıza çağırmadık hiç. inci turizme saygılar.bu arada önümde sürekli ağlayan çocuğa ve onu susturmayı reddeden annesine sevgilerimi yolluyorum.