almanya ve yunanistan arasındaki son dönemdeki gerginliğin sonucudur.
"Sevgili Başbakan ,
Bu satırları okuduğunuzda, ülkenizden çok farklı bir ülkeye ayak basmış olacaksınız.
Almanya'dasınız ,Burada insanlar 67 yaşına kadar çalışıyor. Memurlar için 14. maaş (izin parası) uzun süredir yok. Burada hiç kimse, hastanede zamanında yatak almak için bin euro rüşvet ödemek zorunda değil. Biz, evlenecek kişi bulamayan general kızları için emeklilik de ödemiyoruz. Bizde benzin istasyonlarında yazar kasalar var, taksi şoförleri makbuz yazıyor ve çiftçiler, hiç ortada olmayan zeytin ağaçları ile AB'nin milyonlarca sübvansiyonunu dolandırmıyor.
Gerçi Almanya'nın çok borcu var, ancak ödeyebiliriz. Çünkü sabahları oldukça erken kalkıyoruz ve bütün gün çalışıyoruz. Çünkü maaşımızdan bir kısmını, daima kötü zamanlar için biriktiriyoruz. Çünkü ürünleri dünya çapında aranan firmalarımız var. Sevgili başbakan, siz bugün, on binlerce turistle, büyük miktarda parayı Yunanistan'a taşıyan bir ülkedesiniz. Hatta siz, Otto Rehhagel ile futbolda Avrupa şampiyonu olan teknik direktörünüzü gönderen ülkedesiniz.
Biz Yunanistan'ın dostu olmak istiyoruz. Bu, Almanya'nın, Avrupa Birliği üyeliğinden beri net olarak 50 milyar euro'yu ülkenize vermesinin nedenidir. Ancak bir şey açıklığa kavuşmak zorunda: Gerekli olduğunda doğru şekilde gerçeği söylemek de iyi bir dostluğun gereğidir."