ülkücüler vs teletabiler

entry27 galeri
    18.
  1. isteyince oluyormuş... fikirlerini adam akıllı beyan etmek "göt vs götlük" kalıplarından daha anlaşılır ve daha işlevsel görünüyor gibi. gene de pilav diyorsan o da senin papazlığın olsun...

    ama yok sen "biz katledildik" diyorken 2 temmuz 2009 günü, bir posteri dahi linç edebilecek kadar dönüyorsa gözün tek suç faşizmin diyemezsin. dersen de elinde etiket peşinden koşturduğun kıçımla gülerim sana...

    asıl konumuz katil ülkücüleri unutmamak lazım başbağlar'ı es geçerek.

    üniversiteye ilk girdiğim sene, üzerimde en sevdiğimden ramones t-shirtüm(grubun arması var t-shirtte de) ve onun da üzerine kot yeleğim... saçlarımı 2 yıldır berber makasından esirgediğim, kırıklarını aldırmaya dahi korktuğum bir dönem. sosyal bilimler enstitüsü gibi ülkü ocağı normlarında bir yerdeyim, yanlış anlaşılmasın ve okuduğum okul da mahşerin üç atlısından selçuk üniversitesi...

    bir ders arası oturmuş bahçedeki bankta bir arkadaşımı bekliyorum ki kafamda filler çiftleşiyor o aralar yatay ve dikey geçiş planlarıyla beraber... geldi bir teletabi(!) "gardaş bi gelsene" dedi. "he" dedim ve ayağa kalktım. nihayetinde delikanlılık var serde... "gel hele gardaş okulun arkasında konuşalım, dikkat çekmesin" dedi. "hadi yürü o zaman" dedim ve adımladık. bu parlak ve mor gömlekli zerzevat bu halde, bu okulda okuyamayacağımı anlattı sakalıma. "he" dedim "okuyamam"... yolladım bunu ağa babanı al gel diyerek. yanında sınıf arkadaşımla geldi "reis şöyle, reis böyle" diye diye... adama ne sıktı, ne uydurduysa artık. arkadaşımın "sen miydin gardaş" dediğini hatırlarım ve benim de "arada temizlenmek iyidir." dediğimi.

    diyeceğim o ki göt vs götlük kıyaslamasını yakıştırsam da yakışık almaz bana göre. ve hayatın bir gerçeği de odur ki hiçbir eleştiri iki cümle ile sınırlı olamaz. düşmanlık dersen kabul bak. ama bu noktada düşmanlığın sana bir kazancı olmaz... ve sonuç itibariyle de düşünce yapın, ideolojin... bunların hepsi senin kişiliğinle değer kazanacak şeylerdir. en önemlisi de senin üslubunla... ama görüyorum ki hiçbir değeri yok ne düşüncelerinin, ne de inandığın şeylerin. en kötü ihtimalle acırım içinde hapsolduğun kalıplara. zira zindanlar bile böyle bağnaz, böyle boş ve böyle açı yoksunu düşünceleri barındırmayı haketmiyorlar. peki ya insanlar? bunun cevabı sende saklı kalsın...
    0 ...