21 şubat 2010 beşiktaş galatasaray maçı

entry262 galeri
    248.
  1. teker teker futbolcular üzerinden bakmadan hocalar üzerinden de bakmak gerekir bu maça.

    mustafa denizli: bobo'nun yerine nobre ile başlaması galatasaray için bulunmaz nimetti. holosko gibi hızlı ve şutör bir futbolcunun yanına ağır ama futbolu bilen, top alan, tutan ve çalım yeteneği de olan boboyu koysaydı işimiz çok zor olurdu. maç içinde ernst kaybolduğu halde çıakrmayı düşünmedi. oysa ki onun yerine tabata'yı alsaydı fink tek başına da mehmet topal gibi orta sahayı idare edebilirdi. tabata pres yeteneği de olan bir futbolcu olduğunda çok fazla da sırıtmazdı.

    frank rijkaard: arda'yı tek forvet başlatıp takımın en önemli kozlarından birini yine yeni yeniden devre dışı bıraktı. mustafa sarp'ın yerine barış özbek'le başlaması umut vericiydi ama iyi oynayan elano'yu çıkartıp yerine yine sarp'ı alarak beşiktaşlıları sevindirdi, galatasaraylıları üzdü. ikinci devre jo'yu oyuna alıp arda'yı sola çekince takım oturdu ve pozisyonlar da gelmeye başladı. arda'yı tek forvet oynatmaktan artık vazgeçmeli.

    leo franco: iyi oynadı, holosko'nun kafasını da müthiş bir refleksle tuttu ama golde yine hatası vardı. kalabalığın içine top yumruklayan gördüğüm ilk kaleci. topa çık havada yumrukla, o nasıl bir yumruktu leo?

    hakan balta: orta sahayı nadiren geçiyor bu arkadaş. böyle izleyince sinirden çatlıyoruz ama oynamadığı zaman da yokluğu belli oluyor. maçın iyilerindendi bu bakımdan. etliye sütlüye pek karışmadan maçı bitirdi. leo franco'nun tuttuğu kafa şutundan önce holosko'yu bomboş bırakıp kafayı vurduran da oydu.

    lucas neill: maşallah diyorum sadece. maçın sonlarında belini kırdığı 3 beşiktaşlı futbolcuya sorun anlatsınlar artık.

    emre güngör: gönderilecek dedikoduları çıktıktan sonra aklı başına geldi. zorunlu kalmadığı sürece hiçbir topu dan dun dikmedi servet gibi. oyun kurulacağı zaman da topu ya neill'e, ya da mehmet topal'a attı. kendi ceza sahasından diğer ceza sahasına uzun top atmaya çalışan servet bunları görmüştür umarım. nobre'ye nerdeyse hiçbir hava topu vermemesi de dikkkatlerden kaçmamıştır heralde.

    uğur uçar: kapasitesi ölçüsünde oynamaya çalışıyor. çalım yeteneği yok ama bunu defansif tarafıyla kapatmaya uğraşıp, elinden geldiği kadar ileriye de destek veriyor. hakan balta sayesinde çalışmayan sol kanadın aksine sağ tarafta bir şeyler yapmak için çabalıyor. dün akşam da maçın iyilerindendi.

    mehmet topal: mustafa sarp'ın yokluğunda kendini buldu. bu adam tek başına bu şekilde oynarken girdi everton'un arsenal'in transfer listesine. sarp'la oynarken topu her kaptığında diğer kazma dibinde bittiğinden istediği topu oynayamıyordu ama dün akşam serbest olduğundan yine lakabına yakışır şekilde örümcek gibi sahanın her yerine ağ ördü, iki kişilik oynadı. inşallah rijkaard da görmüştür bunu.

    barış özbek: kesinlikle galatasaray'ın topçusu olacak bir adam değil ama mustafa sarp'tan daha iyi bir futbolcu kesin. ıskaladığı topu içeri atabilse maçın seyri değişecekti ama yapamadı.

    elano blumer: tam anlamıyla kendini buldu. topu her aldığında olumlu işler yaptı desek yeridir. şut çekti, orta açtı, oyun kurdu.. golün başlangıcında orta sahada alıp götüren adam yine elano'ydu. birileri artık laf edemiyor kendisine, ordan da anlaşılır nasıl oynadığı. man of the match.

    caner erkin: sol açıkta çabalıyor ama bir şeyler eksik bu çocukta. hırslı falan ama işte budur dediğimiz bir-iki maç dışında fazla hatırlamıyorum ben. bu hırsı ve pres yeteneği orta sahda elano'nun yanında değerlendirilebilir belki. caner-elano arkalarında da mehmet topal olarak mesela.

    keita: hayatımda bu kadar savruk oynayan bir futbolcu daha görmedim. maçın iyilerindendi ama sonlara doğru boştaki uğur'a pas vermeyip kendi şut çekerek belki de gol olacak pozisyonu engelledi. ibrahim'e attığı dirsek pek hoş olmadı ama öncesinde ibrahim'in ona bilerek attığı tokadı da geçmemek lazım. takıma faydalıydı dün. forvete yakınken daha faydalı ama.

    arda turan: seri oynama alışkanlığını kaybetti bu çocuk. elano gibi gerektiğinde çalım atıp gerektiğinde top sürerse daha iyi olacak. devamlı çabalaması, hırsı, mücadeleyi bırakmaması her zamanki artıları. bunun için sevdik onu zaten. tek forvet bile oynatılsa, kaleye bile konulsa sahada olsun.

    dos santos: golü getiren gereksiz faulü yapan futbolcuydu. topu jo'nun önüne yuvarlamayıp diğer ceza sahasına dikmesiyle galatasaray'ın büyük ihtimal gol olacak bir pozisyonunu başlamadan bitirdi. satın alınmaması galatasaray'ın hayrına olur.

    mustafa sarp: galatasaray almasa bursaspor kendisiyle sözleşme yeniler miydi bilmiyorum. iyi bir yedek, ama oyuna girmezse.

    jo: çok ama çok kaliteli bir futbolcu. çalım yeteneği, hızı, hava hakimiyeti ve şutlarıyla komple bir forvet. sonlara doğru maçı televizyonda izleyen benim göremediğim uğur'u nerden gördü de sıfıra doğru o pası attı hala anlamış değilim. durduğu yerde adam geçiyor. oyuna girdi ve galatasaray baros gittiğinden beri oynamaya çalıştığı topu oynadı. dünyanın en iyi forvetlerinden biri olacak.

    bitti bu kadar.
    0 ...