hep yakınlıktan bahsen insana yazdım
üç yıl öncesinin eylülünde okul koridorunda domakinkaya tarzanca bişeyler anlatmaya çalışıyordu orda tanıştık.
tanımlamak için inat kelimesini kullanmam yeterli olur heralde uzun süre tanımlayamadım gerçi. kendi tabirine göre çok telli bir çalgı gibidir. baştan hiç öyle görünmez ama hep soğuk ölçülü biri gibi dolaşır. koyu renk sıkıcı şeyler giyer (farkedilmeyi sevmediğini söylüyor bilemem)
zamanla anlaşılır ama. o güzel gözleri size baktığında garip bişeyler olur 'zaman durur''
ilk karşılaşmadan sonra partinin birinde gördüm ilk gördüğüme göre o kadar değişiktiki selam vermese tanıyamazdım heralde gerçi yine tanıyamadım sonra, neyse.
etkisi fizyon gibi bence ama anlamazsın yavaş yavaş olur. bisürü şeyden bahsedip hiçbirine inanmaz. her zaman bir c planı vardır sabahın köründe vitoşaya çıkalım der milleti ayaklandırır yarısında su koyverir.
ders çalışırken tanıdığım en ciddi insan olur. erkekleri annelerine benzetir. bırakır üzer hakaret eder. sinirliyken susar bazen kaybolur. bazen çok ilgili davranır bazen hiç takmaz. geçer sanırsınız ama geçmez, içinizde patlayan bi sürü atom bombası gibidir aynı. benim 'arkadaşım'dır yine kendi deyimiyle kaostaki denge misali.abartılan şeyleri sevmez. bu yazıyı da sevmez heralde kontrol edemediği şeyleri sevmez pek. boksu sevmez birde...
'o'nun her anı heyecan dolu, gözleri gibi değişken. üzsede yokluğunu bi an hissetmek korkutur'.
ama insanlar senin oyuncağın değil , dün gel deyip bugün git diyemezsin diyemezsin ama sen diyorsun seve seve çekiyoruz bizde.
benden korktuğunu söyledin allahaşkına ne yaptım sana şimdiye kadar iyilikten başka be canım söylesene.
bu içki günleri ne zaman bitecek diyosun çok kolay herşey senin için.