böyle bir yasa olabilir. emperyalist devletler tarihleri boyunca işledikleri insanlık suçlarının lekesini üzerinden atmak için tepkiyi başka yerlere çekmek için hiçbir hukuk anlayışına, tarih anlayışına uymayan kararlar alabilirler. aba altından sopa gösterip ''bakın bunu bunu yapmazsanız vaay halinize'' diyebilirler. burada önemli olan sizin nasıl durduğunuzdur. bu haysiyet kırıcı suçlamalara karşı kendi onurunuzu, ülkenizin onurunu nasıl savunduğunuzdur. eğer ki türkiye cumhuriyeti ilk kurulduğu yıllarda elde ettiği onuru, otoriteyi, gücü savunabilseydi, tarihi birçok insanlık suçuyla dolu, kendine aydınlanmacı fransa devleti böyle bir karar alamazdı. biz, bizi soykırımcı bir millet olarak suçlayanlara diplomatik tepki koymak yerine onların işadamlarını, sanayicilerini muhattap alıp ''aman efendim, işte parlemantonuzu ikna edin yoksa şöyle yaparız, böyle yaparız'' mantığıyla hareket edersek komik oluruz, nitekim olmuşuzdurda. eğer herşey ekonomik olacaksa ülkeyi kapatıp bakkal dükkanı açalım. devlet yönetmek ciddiyet ister. ciddi devletide ciddi adamlar yönetir. pazarlamacılar değil. eğer ki biz bu utanç verici karara ciddi bir tepki koyamıyorsak, yaptırım uygulayamıyorsak 1000 yıllık devlet geleneğine rağmen büyük devlet olamamışız demektir.