bas bas bağırıyor herkes, futbolun adaletsizliğinin göstergesidir bu maç diye.
hayır değildir. böyle demek, ilk maça haksızlık etmek olur kesinlikle. çünkü ilk maçta ne olduysa, bu maçta tam tersi olmuştur. nefesi yeten işin sonunu getirmiş, yetmeyen son çizgiyi göremeden düşmüştür.
öncelikle maça çılgınca saldırarak başlayan ve umudunu kaybetmeden 3-0 ve üzerindeki skorları arayacağını belli eden bursaspor ve ertuğrul sağlam'ı tebrik etmek istiyorum. çok arzulu ve baskılı oynadılar. özellikle volkan şen şahane bir performans gösterdi ama söylemeden geçemeyeceğim. kaybedecekleri hiçbir şey olmayan maçın başında o kadar gergindiler ki ben dedim eyvah 2-3 tane kırmızı kart çıkacak iki takıma da. özellikle itirazdan çok lüzumsuz kartlar gördü bursa takımı ki bu da ne kadar gergin olunduğunun göstergesidir. ertuğrul sağlam ve bursaspor'da ciddi şekilde büyük maç sendromu var, istediklerini alma konusunda çok büyük problem yaşadılar. 3-0'ı korumak yerine 90 dakikada 4-0 yapmaya biraz daha gayret etseler bugün efsane olacaklardı, olmadı artık başka sefere.
fenerbahçe ise bu kadar eksik olduğu bir maçta bursaspor karşısına böyle bir kadroyla çıkmamalıydı. sezon boyunca yapılmaya çalışılan paslı oyun bir kenara bırakıldı, defansın arkasına atılan toplarla iki forveti kaçırmaya çalıştı sürekli takım. ilk 10 dakikada 3 pozisyona girip hiçbirini atamazsan, 3-0 yenik duruma da düşersin, o maç rahat rahat 5-0 da olur. ha tabii ilk 10 dakikadaki pozisyonları atsaydı fenerli oyuncular, bugün daum'un ne kadar dahi olduğunu yazardı gazeteler o da ayrı konu.
ben hâla daum'un bursaspor'u küçümsediğini ve rotasyon ısrarıyla büyük hata yaptığını düşünüyorum. keza böyle bir maçta rakibinizi haldır huldur saldıracakken, kontrollü oyunun daniskasını oynamanız gerekir. ileri vurulan her dan dun top, fenerbahçe kalesine pozisyon olarak geri döndü. fenerbahçe topa sahip olması gerekirken, topu elleriyle rakibe teslim etti. yaratıcı oyuncu, yani oyunu yönlendiren oyuncu, eksikliğini fazlasıyla çekti fenerbahçe. alex olmadığı zaman o mevkide özer'e şans verdi daum birkaç kez. eh özer sakat, oynat kardeşim alex'i yine. oynat 60 dakika oynat, maçın başında bi ara top vb atsın bomboş bursa savunmasına, tıka iki tane ilk yarıda, sen de kurtul, biz de kurtulalım. anlarım 3. lig takımıyla oynuyorsundur, o zaman böyle bir rotasyon yapıp üstüne yatabilirsin de yine de 3-0 bursaspor gibi hücum gücü yüksek bir takıma karşı yan gelip yatılacak skor değildir. 5-6 olur ilk maçtan, o zaman anlarım ama bu çok fazlaydı, hiçbir fenerlinin de hakkı değildi diken üstünde maç seyretmek, ayıptır günahtır.
ancak şöyle bir nokta vardır ki, bursaspor'un çok ciddi şekilde düşünmesi gereken... 3-0 sizi uzatmaya götürecekken, 4ü atıp fenerbahçe'yi tamamen darmadağın edebilecekken, fenerbahçe gibi bir takımın üstünüze gelmesine izin verirseniz, sahada alex varsa güiza varsa, her an her şey olabilir. nitekim alex attı acayip bir pas, güiza da hiç olmayacak pozisyonda dangoz bir vuruş yaptı, sağa sola çarptı girdi işte.
bunun da gösterdiği şey şudur aslında. fenerbahçe ne zaman gole ihtiyacı varsa atıp kendini kurtarabilecek kapasitede bir takımdır. taraftarları bu yüzden çıldırıyordur tahminen.
cüneyt çakır ise önceki gün bünyamin gezer ne kadar iyi maç yönettiyse, o kadar iyi yönetmiştir.
bir de yılların galatasaraylısı levent özçelik, fenerbahçe amigosu olmuş ya bazılarına göre, gözüm açık gitmem artık.
ülkemizdeki taraftarlarının zaten neden kendi takımlarından daha fazla başka takımlarla ilgilenip onlara bok atarak vakit geçirdiğini bir türlü anlayamadım bugüne kadar. bu zihniyetle gram ileri gidilmez ama gel de anlat. sanki galatasaray elenince fenerbahçe otomatikman kupayı kazanmış oldu.