her milletin komedyenlerinin "genelde" domestik olması şeklinde genişletilebilecek söylem. genelde insanlar esprilerden çok mimiklere, komeydenin başına gelen fiziki durumlara gülerler. anlatarak güldürmek daha subjektif bir şekilde olur. sadece türk komedyenler için geçerli bir durum değil. yurtdışında çok tanınmış komedyenler de "stand up" gösterilerinde subjektif* komedyenlik yaparlar. izlediğim kadarıyla misal dallas lehçesini bilmediğim için bana komik gelmeyen ama onu izleyen dallaslı amerikalıların yarılmasına sebep olan gösteriler de mevcut.
fakat diğer bir açıdan bakacak olursak. görsel komedya uluslararası bir seyirci kitlesini kendine çeker ve her milletten herkesi güldürebilir. charlie chaplin bunun en büyük örneğidir. izleyipte ben gülmedim arkadaş diyene odun kelimesinden başka kelime kullanamıyacağım kimse kusuruma bakmasın.
komedyenlerin aslında domestik olmaları gerekir. çünkü asıl hedef kitle kendi dilini kullanan insanlardır. tamam uluslararası ün kazanmış çok komik insanlar vardır ama. örnekle gidecek olursak jerry seinfeld'e türkçe komedi yaptırmak ile cem yılmaz'a ingilizce stand up yaptırmak aynı yere çıkar. başarısızlığa.
sitcom tabir ettiğimiz dizilerde genelde gülünen içine düşülen vahim durum veya kişinin tepki olarak yaptığı mimik ve hareketlerdir. sözlü esprilerden daha fazla rağbet görürler. (örnek: seinfeld dizisinde kramer karakterinin dan diye kapıdan girişi hep komiktir)
sonuç olarak insan "espri"den ziyade anlatılan esprinin yarattığı "durum"a güler. *