259.
-
damla kendini tamamlayınca damlar.
günlerin gecelere bağlanışında bir,
gecelerin günlere uzanışında iki,
biriktirmemi tamamlanmaktan koruyorum şöyle ki;
önce bir şeyler yitiriyorum, somut şeyler
çakmak, tarak, kalem, çanta, saat, para gibi
önemsiz şeyler
alışkanlığım tükenmiyor
biriktirmeyi sürdürüyorum gene,
usanmıyorum
biçimler, renkler, şişeler, eskiler
unuttuklarımı saymıyorum, çünkü unutmuyorum
azala azala yitmekten,
bir de bütünlenmekten ötede
hüzünlü bir gecikme içine dalıyorum
yanlız başıma
özel yoluma sapıyorum
seziyorum,
birileri özenle bana bakıyor
uykum kaçıyor, ne iyi diyorum
soyut şeyler karışıyor yaşantıma
elimi kesiyorum, kan akıyor
gizliden gizliye seviniyorum
öyle yalanlar saklanıyor ki gözlerime
canımı acıtıyor,
deliriyorum.
seviniyorum neden sonra anlıyorum
acı acı seviniyorum
gözüme ilişiyor, kulağıma ilişiyor
görmezliğe geliyorum,
duymazlığa geliyorum
düşünüyorum, öteye itiyorum
damlamıyorum
karnım acıkıyor, yemiyorum
betim, benzim sararıp soluyor
adını bile anmıyorum
soyunup giyiniyor karşımda
bakmıyorum
hergün kirleniyor, görüyorum
okuyorum ilkin
bu yüzden hergün yıkanıyor çirkin
yaşını soruyor korkular, ürküler, rüyalar
uyanıyorum, saymıyorum
özelliğini anlatıyor taşlar, topraklar
sararan düşen yaprklar
kocaman kocaman ağaçlar
dinlemiyorum
tomurcuklara, çiçeklere dalıyorum.