biz seninle ikimiz şubat gibiydik,
kayadan düşsek ağrımazdı bir yerimiz,
küçücük bir taş görsek irkilirdik.
öyle sıkılırdık ki birbirimizden içimiz kalkardı.
bir şiiri tersten okumak bile anlamlıydı.
karıncaları başparmağınla ezmek,
sinek kanatlarını yakmak o günlerde...
hiç boş kalmayan ama hep yalnız
bir otel odası gibiydik seninle
boşuna aldatılırdık, boşuna susardık,
boşuna bakardık çöken bir balkondan kendimize.
bir anlam veremezdik çekip gitmememize,
her aşk;
aynıdır zaten çoğalır kan kaybettikçe