maalesef, çoğunlukla sınırlı ve yüzeysel bir iki sebepten oluşur. şöyle adam akıllı kendi içinde mantıklı birçok argüman öngörülmez. maddeler sıralanmaz. hayli eften püften unsurların dikkate alınması biraz eğitim, az biraz ekonomik-sosyal koşullarla ilişkilendirilebilir. tabi daha birçok sebep öne sürmek gerek. entelektüel seviyede kriterler esas alınmalı seçmen tarafından. bunun için de genel bilgi ve kültür seviyesinin en azından asgari olması * , ülkenin yaşadığı ve yaşamış olduğu realitelerin kafalara kazınması icap eder. elbet ülkenin içinde bulunduğu konjonkturel yapı mühimdir. işsizlik, yoksulluk tüm dünyada ilerleyişine tanık olduğumuz muhafazakarlık hatta yeni çağ etiketi olarak küreselleşme gibi olgular konunun uzağında tutulmaması gereken hatları. işin bir de çokca telafuz edilen ideolojik yanı da var. yeni çağ apoletiyle küreselleşen dünyada ideolojik düşünce tarzının ayrışmaya yüz tuttuğunu es geçmeyeyim. konuyu dağıtmayayım.
türkiye'de genel tepki oyları mazlum ayağına yatmayla örtüşüyor. rasyonelliğin yerini duygusallık alıyor oy verirken. tepki oylarının yanında karşı görüşü sevmeme, o görüşün meşrulaşmasını istememe neticesinde verilen oylar gene büyük oranda karşıcılık içeriyor.
işin ideolojik ayrışma kısmının pekte yüzeysel konuşulmaması gerek. hakikaten oy verecek partinin bulunmaması da söz konusu olabilir. benimsenen ideolojiyi savunuyor gibi yapıp savunmuyorsa parti doğal olarak oy alamayacaktır.avrupa'da yıllar yılı benimsenen bir boş oy kullanma tarzı vardır bu nevi şahsına münhasır bir tepkidir aslında! kimse, benim oyumu hak etmiyor bu partileri protesto ediyorum tepkisi. sandığa giderken türkiye'deki siyasal partilerin farklılığının büyük ölçüde kaybolup aynılaşmanın/ benzerleşmenin/ tektipleşmenin hakim olmaya başladığını değerlemek önemliliği su götürmez bir argüman olur. ve bu konuya biraz da bu açıdan bakmakta yarar var.
sınırlı ve yüzeysel değerlemenin yerini sınırsız ve derinlikli bir altyapıyla şekillendirmeli. partilerin genel olarak koltukçu tavırları partinin seçmenleri tarafından da değiştirilebilir. bunu da tabandan en üste söz hakkı yaratarak oluşturabiliriz. yoksası kısır döngü olur. kafa sallamacılık olur, tepedekileri değiştirememek olur. olur da olur...