sinav olarak görülen hayatin sona ermesi. sinavin bitmesi. ne dogacagimiza ne de ölecegimize kendimiz karar veririz. inancsiz kisiler bu konulara karar veren merciyi "doga"´inananlar ise " allah" olarak betimlerler. ölüm lafinda aslinda anlasilan büyük ölümdür. kücük kücük hergün ölümler meydana gelmektedir. hergün binlerce hücremiz ölmektedir mesela.
gariptir, bugünkü "bizi" yapan hücreler dogdugumuz zamanki hücrelerin torunlarinin torunlaridirlar.bizim bebekkenki burnumuzdaki tek bir hücre burnumuzda yer almamaktadir. ancak "burnumuz" yerindedir, düsününce cok enterasan bir tespittir bu. bu durumda olay aslinda "hücrelerin bayrak yarisidir" hücre dogar bayragi kendinden öncekinden alir, sonra kendi dogurdugu hücreye kendinden öncekinden aldigi bayragi teslim eder...ve ölür....bu arada da "biz" hayatta kalmis oluruz. birkac yüz metreküp oksijen tüketiriz hayatimiz boyunca, yedigimiz yemekleri ögütür kaka yapariz, o kakalar topraga gider gübre olur, orada agac yetisir ondan da baska meyvalar olusur...yani ölüm yasamin bir parcasi demek ki....birseylerin yasayabilmesi icin bir baska seylerin ölmesi gerekiyor.
yalniz...evrendeki atom sayisi tamamen sabittir. yasam ya da ölüm atomlarin "yokolmasi" anlamina gelmemektedir. bu da düsününce cok enterasan bir tespittir. "biz" yasasak da yasamasak da bizi olusturan atomlar bizden önce de evrende bulunuyorlardi.ve biz "gittikten" sonra da bulunacaklar...ama "biz" gitmis olacagiz..."biz"....kendimizi bu kadar kisisellestirmemiz bile, "bizim" aslinda buraya söyle bir ugramis olan "ruhlardan" ibaret oldugumuza delildir bence. yoksa bizim ölümümüzle evrendeki tek degisim "bizim" yokolmamizdir. ölümümüzle "bizim" disimizda baska hicbir sey yokolmayacak, sadece dönüsüme ugrayacaktir.