tüm gün pembe duvar kağıtlı odasında oturup, hayal aleminde efendicilik oynayan, sivilceli* bir hayatın penceresinden, deniz gezmiş' i rejim karşıtı olarak değerlendiren ve yargılayan kayıp jenerasyonun iddiasıdır. deniz gezmiş' i "vatanseverlik" kavramına indirgemek ve bu perspektiften açıklamaya çalışmak ne kadar doğrudur? atatürk' ü baz alarak deniz gezmiş' i yermek ne kadar doğrudur? adnan menderes' le deniz gezmiş' i aynı kefeye koymak ne kadar doğrudur? bütün bunların, dünya çapında bir hareketin türkiye aktörünü yargılamak için yeterli altyapı olduğunu mu sanıyorsunuz?
vatanseverlik ve rejim, öyle mi? tüm dönemi bu iki kısır argüman etrafında yorumlayıp, deniz gezmiş' e rol biçebileceğinizi mi sanıyorsunuz? deniz gezmiş yalandı da, yumruğunu sıkan ve o elleri kırdırılan işçiler de mi yalandı? hepsi mi komünistti? hayır, hepsi hak arıyordu. senin şu an en uzak olduğun kavram. hak kavramı bir zamanlar uğruna savaşılan bir değerdi. deniz gezmiş' in de savaşı komünizm veya sosyalizm adına değildi. bağımsızlık ve hak savaşıydı. tıpkı atatürk' ün yaptığı gibi. atatürk önce rejim savaşı vermemiştir, önce bağımsızlık savaşı vermiştir. bu yüzden deniz gezmiş' le atatürk' ü iki zıt kutupmuş gibi lanse edip, deniz' i yerme numaraları zırvadır. hele ki sosyalizmle atatürk' ü net çizgilerle ayırmak, cehaletin daniskasıdır. che' nin "biraz daha komünist olması" nedir? hatta biraz daha komünist olmak nedir? komünizm bir rejim midir?
işte hala soğuk savaş yıllarından kalma komünizm-sosyalizm eksenli örümceklenmiş karalama politikasının empoze ettiği zihniyetle, en fazla vatanseverlik çizgisinde deniz gezmiş yargılarsınız zaten. ki o sürekli övündüğünüz vatanseverlik çizginiz; ben köşeyi döneyim de vatan nasıl olsa sevilir mantığından ibarettir. allah için artık okuyun, araştırın ondan sonra eleştirin. buram buram bilgisizlik kokan boyalı sözlerle, en fazla futbol takımı savunabilirsiniz. önce hayata karşı bir duruşunuz olsun, ondan sonra duruş sahibi insanları eleştirin. konu ne deniz gezmiş' tir, ne sosyalizm, ne komünizm. konu, bu kadar ezbere konuşulmasıdır. bu bir değil, bin değil, milyonlar için geçerlidir. neyi eleştirdiğiniz değil, nasıl eleştirdiğinize bakarım ben. ve o da malesef midemi bulandırmaktadır.