ben bu yazıyı sana yazdım

entry31007 galeri
    1922.
  1. düşün, fon müziği olarak çok inceden black hawk down çalıyor. çok ağır adımlarla merdivenleri çıkıyorsun. neresi dimi? hastane. içeride öyle keskin tentürdiot kokuyor ki, beynin sulanıyor. hemşirenin biri elinde serumlar, diğeri tansiyon aleti şırınga iğne modunda önünden geçiyorlar.

    bir allah kulu da seni görmez mi? yok anunakoyim! ambiansa ters. olmaz. göremezler. görmemeliler de.

    derken dizlerinin bağı çözülüyor. dizlerini yere yıkınca belki dikkat çekerim fikri yeşeriyor. çöküyorsun. arka fondaki müzik nirvana dolaylarında. yüzünde emrah'ın borç verdiği kaşlar. yalvarma, yakarış tripleri. derken, en son adet göreli 35 sene geçmiş, 80 yaşında bir hemşire, hemşire değil de yıllar evvel insanmış işte. öyle bişi. geliyor tutuyor kolundan.

    - aaaaa! ayol çocukceğiz fenalaşmış nerde bunun bakıcısıeaa!

    o vakit,

    ağzında 3 diş kalmış, o 3 dişin arasında dolaşan bir dil, ve o dilden fırlayan ve yüzüne çarpan tükürük, salya, saçak.. aman allah'ım.

    -6 saat sonra-

    valla nasıl bir tılsımsa bu, ossura ossura uyumuşum. uyandım. yüzümde leman dergisi'nden kalma fırat tiplemesi geziyor sanki. seruma bakıyorum.

    - iyileştirir ki bu..

    yok, insan bu. ölür de kalır da. hani madem ki bir sefer ölüyorsun, e yakışıklı olsun be hafız. ne zoru olsun ki insanın cehennem zorlaması bir karı ile can vermek? yok vermedim zaten. serum elimde geziyorum koridorda. serum? buzbağ lan!
    6 ...