öncül not: bu entryi herkes anlamayabilir. anlayanlar ise anlamayanlara anlatmayacaktır tahminimce...
tanıdığım halde tanışmaktan müşerref olduğum bir yazar. sonra zirve katılımcılarını toplayarak bir cluba gitmemize önayak oldu ve bu vesileyle organizasyon içinde organizasyon yaparak eğlenceye, eğlence kattı. ömrümde üçüncü kez bir cluba gitmeme de vesile oldu subjektif olarak(daha önceki ikisi de aynı gün içinde gerçekleştirilen kısa süreli iki ziyaretti zaten topu topu)... ben ve yandaşlarım mekanın kapısındaki masada oturmuş "sanat" konuşuyorken geldi yanımıza "üşüyeceksiniz, içeri gelin." diye tımarladı birazcık ve bizim telden şarkılar çalacağını müjdeledi. akabinde sad but true senin, fear of the dark benim bir hava hakimdi mekandaki clubberların şaşkın bakışları arasında revolter00 pervane yaparken.
velhasıl-ı kelam montunun kendisine yakıştığını söylemek istediğim yazardır. bir de güleryüzlüdür...*