türk ceza kanunlarına göre suçu sabit birinin, yine ceza kanunlarının ilgili maddelerince suçun hükme bağlanmasıdır.
herkes hakim olmuş, savcı olmuş, hatta bazıları terörist olmuş kızı savunurken perde arkasında olan bitene vicdani sorumlulukla yaklaşabiliyor. kanunlar vicdanı sorgulamaz, hakimlik taslayanların önce bunu bilmesi gerekir.
ortada bir suç var ve şüphelinin suçu sabitse, bu çeşitli tutanak, ifade ve en önemlisi görüntülerle ispat ediliyorsa, kızın "ben bu suçu işlemedim, teyzeme gidiyordum" demesi gayet gülünecek bir durum. bu güne kadar suçu sabit olanlar dahil hiç bir şüphelinin suçunu kabul ettiğini görmedim. herkes masum bu ülkede. ve her ne hikmetse, masum olmakla kalmayıp bir de zarar verdikleri kamu, kurum ya da kişileri suçluyorlar. tıpkı burda olduğu gibi. neymiş, böyle bir şey varsa bile çocuk(?) yaştaki bu kızı suça sürükleyenler cezalandırılmalıymış, kız değil. her suç, işlendiği yere ve suçu işleyen kişiye göre değerlendirilir. azmettirmek suçunun hükmü, gereken kişilere verilir. ama bu kızı masum yapmaz. eyleme katılıp, terör örgütü propogandası yapan bir kız, bu suçun karşılığını da iyi bilir; kızı savunanlar öncelikli bunu bilsin. ve birilerini savunmak için, onunla aynı görüşte ya da o görüşe yakın olduğunuzu belirtmiş oluyorsunuz.
detaylar önemli...