eğer ki gelirse ve yine jo'daki gibi sözleşmesinde bir bonservis bedeli opsiyonu bulunmayacaksa galatasaray'ın makul fiyatlı, uzun dönemli ve (futbolcuların geçmişinde gerek yaşadığı sakatlıklar, formsuzlukla gerekse uyumsuzluklar açısından) hafiften kumar niteliği taşıyan transferleri devrinin en azından bir süre için sona erdiğinin ilanı olacaktır.
adnan polat dönemindeki yabancı futbolcu transferleri hep nokta ve ihtiyaca yönelik, bütçeyi sarsmayan ve hafiften riskli türden oldu. tek istisna tobias linderoth'tur ki yıllarca mr cihazı görmemiş adam bizde ayrı düz koşu yapmaktan helak oldu, diğer tüm transferler yerindeydi. coşan abdul kader keita, formunu bulup gol kralı olan milan baros, ilk yarının sonlarına doğru ritmini bulmaya başlayan elano blumer, kalede üst düzey olmasa da güven veren Morgan De Sanctis ve Leo franco, canımız cananımız harry kewell ve hiçbir zaman sorun çıkarmayıp işini yapmaya didinen bir shabani nonda ile istikrar vaad eden bir yabancı kadrosuna erişilmiş, nokta transfer olarak alınan lucas neill ile de bu pekiştirilmişti.
bu zincir önce jo'nun gelişiyle sekteye uğradı, satın alma opsiyonu olmadığını öğrenince hayal kırıklığına uğradığımız bu 1,90'lık teknik forvet eğer ki 4 ay sonra çekip giderse arkasından bir franck ribery etkisi yaratması kuvvetle muhtemel. sıradaki aday da giovanni dos santos ramirez, ki takımın pek de ihtiyacı olduğu düşünülmeyen kanat mevkisine yönelik yapılan bu transfer;
(kewell) caner - arda (elano) - kader keita
şeklinde 4-2-3-1'in desteğini oluşturan üçlünün dengesini bozacaktır, çünkü ara öncesi kime sorsanız özellikle kupa maçlarında sol açıkta caner erkin'in formunu görünce bir sol açık transferine ihtiyacımız var demezdi, hele ki eldeki bir santraforu gözden çıkararak. eğer ki satın alma opsiyonu ile geliyorsa bu kez sezon sonu için arda turan'a artık avrupa yolu göründü demektir ki bu transferi mantıklı kılacak tek unsur bu olacaktır.
planın uzun vadeli olduğundan ve sansasyon amaçlı yapılan bir transfer olmadığından şüphemiz yok lakin transfer ve kadro istikrarının bozulması endişe yaratmıyor da değil. böyle genç bir yıldızın türkiye'ye gelmesinden kimsenin şikayet etmesi mümkün değil fakat gerek mevkisindeki oyuncuları bloke etmesi, gerekse shabani nonda'nın gönderilecek olması alınan riskin çok da küçük olmadığını gösteriyor.
