köyün birinde şiddetli yağışın aradından sel oluşmuş. herkes telaş içinde sağa sola kaçışırken, bir anda birilerinin dikkatini dere yatağındaki türbe çekmiş. türbeyi sel götürecek nidaları yükselmiş gruptan. çaresizliğin eşlik ettiği bu sıkıntılı bekleyişi, köyün delisi bozmuş. yüksek perdeden "ne panikliyorsunuz? bırakın kendini koruyamayan türbeyi sel alsın gitsin." demiş. ve demesiyle birlikte sel suları ikiye ayrılıp türbenin iki yanından akmaya başlamış.
kendi dinamikleri ile ayakta duramayan kurumlar dışardan mudahalelere davetiye çıkarmış olurlar. işini öyle net biçimde yapacaksın ki milimlik kusurun olmayacak. güvenilirliğini kimse sorgulamayacak ya da sorguladığında kendi yaptığından utanacak noktaya gelecektir. yani efkarlanmak bir yana insanlara kurumlara kendilerini temize çıkarma fırsatını sevimsiz biçimde de olsa vermek gerekir. işin sonunda pişmanlıklar ve gururlar nasıl olsa paylaşılır ve her seferinde de kazanan türkiye olur.