... öyle bir öyküsü vardı ki kimse yüzüne bakamadı küçük zedia nin. sessizce terk ettiler odayı.üşüyen ellerini ceplerinden çıkardı zedia ve küçük adımlarla ilerledi. sobanın önünde öylece dikildi kaldı. nefes alışları o kadar sığdı ki sanki daha önce hiç derin nefes almamış gibiydi. düşleriyse bir o kadar derindi. uyur gibi bir hali vardı. gözlerinden akan damlalar yüzündeki kısa oluklar açmış, bir yere varamayacağının bilincinde kalakalmışlardı.