kendisine karşı ya çok derin bir nefret ya da hayranlık derecesine varmış sevgi olan yazardır. kitaplarını okumadan tutup da eleştirmek zaten olmaz ancak okunan kitaplar çok da bir şey kazandırmamıştır. harika edebiyat yaptığı söylenen adam bazen doğru düzgün bir cümle bile kuramamaktadır. devrik, hatalı cümleler dikkat çeker. bir de ayrıntılara çok yer verildiğinden bir sayfalık şey üç, dört sayfaya çıkar. biraz beğenir gibi olduğum kitap ilk başlarında masumiyet müzesi idi. fakat orda da sürekli nişantaşıdır, partilerdir, davetlerdir anlatılıyordu. ellerinde kadehlerle şuh kahkahalar atan biz değil roman kahramanlarıydı. çok hayatın içindendi gerçekten de. diğer konularda yeterince yorum yapılmış zaten. ancak ayrıntılara önem verip anlatıyor, ne var bunda diye eleştiren olursa söylemek istediğim tek şey şu; yaşar kemal'in bir kitabını açıp baktığınızda da sayfalar dolusu tasvirle karşıaşabilirsiniz. ancak oradaki ayrıntılar insanı sıkmaz, bitse de şu sayfa sadede gelse artık dedirtmez. nobeli alanın hangisi olduğu düşünüldüğünde işin içinde yazarlıktan farklı şeyler olduğu hemen anlaşılıyor zaten.