kişiler bir seçim yapacakları zaman, tercihlerini kendilerini daha çok mutlu edecek şeyden yana kullanırlar.bu önermedeki tercih yakışıklılık ve yakışksızlık (o ne demekse artık)arasında olsun. yakışıklılığın ya da güzelliğin etkisini sorgulamakla işe başlanılabilir. evet boğaz manzarası belki dünyanın en güzel manzarasıdır ama hergün boğaza bakan biri için belli bir süreden sonra bu manzara bir alışkanlığın sonucu olarak eski cazibesini taşımayacaktır. yani sözün özü şudur ki göz, güzelliğe ve ya burada sözkonusu olan yakışıklılığa belli bir süreden sonra alışmaktadır. işte burada asıl tercih edilmesi gerekenin kalıcı mutluluk olduğu aşikardır. sırf çok yakışıklı diye hiçbir şekilde anlaşamayacağı bir erkekle birlikte olan bir kızın mutluluğu, gözleri o yakışıklılığa alışıncaya kadar olabilir ancak. diğer taraftan, yakışıklı olmayan fakat bütün hayatını o kızı mutlu etmek için çabalayarak geçiren bir erkeği seçmek, kızın kendi mutluluğu açısından verebileceği en doğru karardır. eğer seçim bu sebepten dolayı yakışıklı olmayan bir erkekten yana yapılıyorsa, ne mutlu bu seçimi yapan kıza. tabi bi de mükemmellik kavramı var. hem yakışıklı hem de kıza kendini adayabilecek bir erkek varsa, bu seçimler içinde en mükemmeli olurdu.
