erkek,koyu kapalı bir havada dalgın dalgın otobüs durağında beklerken cebinden sigarasını çıkarıp uzun parmaklarıyla sigarasını ateşlemek için kafasını eğer ya o esnada durağa bir otobüs gelir, bütün dalgınlığıyla sigarasını yaktıktan sonra hafifçe ıslanmış başını kaldırdığında cam kenarına oturmuş bir kızın kendisini izlediğini görüp de ellerini cebine soktuktan sonra mahçub bir havada kızın seyrine engel olmama uğruna gözlerini kaçırır, utangaçlaşır, salaklaşır, elini saçları arasında dolaştırır ya işte o andır.
erkek,uyandıktan sonraki ilk beş dakika yerinde mıhlanır kalkamaz olur ya karşısındaki dolabın aynasından, saçlarını darmadağın, yüzünü mahmur, dudaklarını rengi kaçmış bir şekilde yansımasına içlenir, göğsü büyür, ağzının içi kurur, ellerini sıkar ya işte o andır.
erkek,sevgilisinden ayrıldığı ilk dakikaları şehirler arası bir otobüste şuursuzca bitki örtüsü izleyerek yolculuğuna devam ederken o kırgınlıkla, başını otobüsün buz gibi camına yapıştırıp hayal kırıklığıyla beraber omzunun üstünden ceketine kapanır ya işte o andır.