olaki yürürüm başka bir aşka,
ya da mavi olmayan başka bir gülüşe,
Unutmaki tek aşk olduğum sendin,
Aşık olduğum değil.
Karanlıkla süzülüyor içime yıkım,
Dur diyorum yıkılıyorum.
Uçurumları baş ucuma koyuyorum sonra.
Okşuyorum saçlarını rüzgarda.
Sıcak, ılık bir koku siniyor yüreğime
Gitme diyorum, gitme düşüyorum.
Sonra beni soruyorlar bana,
Tanımıyorum diyorum
Daha hiç karşılaşmadık.
Aynı çizgide bilge sus' umu dinliyorlar
Ben sustukca.
Yazık, bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar
Önce bir bir, sonra hepsi
Sonra bir uçurumlar kalıyor, birde yıkımlar
Verilen herşey borçmus gibi alınıyor,
Önce bir bir, sonra hepsi.
Sonra mı bir ben kalıyorum, birde yalnızlık
Uçurumlar, yıkımlar, ben ve yalnızlık
Zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi
Yatıyoruz yan yana
Öpüşüyoruz, sevişiyoruz da hatta
Herşey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor,
Tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz.
Telli, kanlı düğün işte
Üşüyor saçlar biliyorum dargınmısın?
Bu baharda mayısta bıraktığım gibi misin hala?
Vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün
Hala kaçıyormusun zamansız?
Gözlerini bırakarak birilerinde
Hala ellerinden tutup sevgileri
Dipsiz kuyuya salıyor musun ağlayarak
Küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun?
Kendin kadar aklımdasın.
Hala öyle savruk bir gök
Hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi
Ve aşkını şaşırmış bir tanrı
Çoğalan sızısıyla mutlu bir yara.
Öyle misin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım
Öyle bıraktığım gibi misin?
Gerceği yakmada hala usta mısın?
Yoksa çırak mı yanarken yalanda.
Saçlarıma dolanan aydınlığımsın,
Somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde,
Anlattıkça eksilen tek anlam
Hala bıraktığım gibi misin?
Yoksa beni bıraktığın gibi mi?
Kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma
Kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma
Hala bıraktığım gibi misin..? *