yahşi batı

entry537 galeri
    265.
  1. cem yılmaz’ın en kötü filmi. filmin çok temel bir problemi var çünkü: odak. ilk yarının ortalarından itibaren “şimdi ne yapıyordu yahu bu adamlar, planları neydi ” diye sormaya sebep oluyor. elbette elmas –ki sinematografta ‘macguffin’ denir, karakterler için en önemli şeydir ama bizim için önemsizdir; her neredeyse elmas bana ne, benim ilgilendiğim senin şimdi ne yaptığın, sonra ne yapacağındır. maya tutmamış, hikâye bir ritme girememiş, sürekli kopuyor. birazda şaşırarak takip sıkıntısı yaşadım, sıklıkla ‘şimdi ne oluyordu bilmiyorum’ diye sordum durdum. öyle sanıyorum ki bu sorunun sebebi yönetmen. filmi kafasında görememiş gibi, cem yılmaz ve ömer faruk sorak birbirlerini çok iyi anlayamamış ve tamamlayamamış da olabilirler. yılmaz yönetmenliğe de el atmış olsaydı öyküleme ritmini bulabilir miydi? bilemiyorum.
    yılmaz bir söyleşisinde ‘komik olmak hiçbir zaman birincil problemimiz değildi’ demiş. hata etmiş. barış çubuğunu çekip taklaya geldikleri sahneleri, suzan’a türk olduklarını ispatlamaya çalıştıkları performansı ve birkaç espriyi -amerikan mandası, yakari gibi- tenzih ediyorum, ama komedi formülleri tutmadığı zaman itici oluyor. “nasıl olsa komik olacaktı” demiş ama komik olmaya yeltenip becerememiş kısımlar filme zarar vermiş. ‘çak’ ve ‘fırtına öncesi sessizlik’ esprileri zaten komik değil, defalarca tekrarlanması bıkkınlık vermekten başka bir işe yaramıyor. cem yılmaz bu ülkenin bir numaralı komedyenidir bence, ama filmlerinde komik olmak ne demek, daha çok ciddiye almalı. benzer bir sorun arog –cem yılmaz’ın en iyi filmi- için de söylenebilir. komedi dozu gereğinden fazla. stand up yaparken iki cümlede bir şaka yapmak gerekebilir, bilemem, ama aynı formül sinemada fazla geliyor. azaltılırsa daha çok güldürür. less is more.
    şerif tiplemesinin de dizi karakterlerinin çoğunun başına gelen bir problemi var. bir karakterin karakteristik özellikleri vardır; tonlama, şive gibi, bunda da başarılıdır, ama fazla durur perdede. kabak tadı verir. oyunculuk yalama olur. yarısı kadar daha az görünseydi keşke.
    şerifte gördüğümüz şeyin neredeyse tersini suzan için söyleyebiliriz. bu sefer de ortaya bir karakter çıkamamış. demet evgar’ın oyunculuğu şaşılacak derecede kötü. tutuk ve güvensiz. hâlbuki filmdeki rolü tam tersini gerektiriyor. sonlara doğru biraz açılıyor ama bu sefer de film bitiyor.
    dekor, dekor olarak kalmış. atmosfer yaratılamamış, ne çadıra ne de bara girince mekânın havasına giremiyorsunuz. karakterlere gereğinden fazla odaklanıldığı için mekân durağan bir tiyatro mekânından öteye gidememiş. epey zahmet ve para harcanmış o mekânların içinde biraz gezinebilmek isterdim doğrusu.
    0 ...