aşırı gaza gelmiş emekli general ramiz ilker'e "haklı olarak" cevap verme gereği bile duymayarak -ki, ben de öyle yapardım sadece bağıran ve "bi şey söyliycem, bi şey söyliycem" deyip, vatan-millet-sakarya diyen birine- en iyisini yapmış olan fakat buna mukabil atilla kıyat'a karşı cevap veremeyen şahıs.
atilla paşa kendisine programın sonunda da;
"anayasayı hiçbirimiz beğenmiyoruz 27 senedir sırtımızda taşıyoruz, "asker vesayeti var" diyoruz ancak parti üyelerinin lider sulatası altında yönetildiği siyasi partilerimiz var, bunu kabulleniyoruz, siyasal partiler kanunumuzu beğenmiyoruz fakat sırtımızda taşıyoruz, %10'luk seçim barajı gibi bir utancı sırtımızda taşıyoruz, üstelik bu barajı düşürecek çoğunluğun mecliste sağlanmış olmasına rağmen taşıyoruz. seçim kanunumuzu beğenmiyoruz, sırtımızda taşıyoruz, dokulunmazlığı "kürsü dokunulmazlığı" ile sınırlamıyoruz, e sonra da çıkıp "efendim demokratik ülkemize bu anti-demokratik ordu yakışmıyor" diyoruz. e el insaf!"
diyerek mantık çerçevesinde, somut şeyler ortaya koyarak sadece "efendim bakın böyle iddialar var" edebiyatından başka ortaya hiçbir şey koyamayan bu adamı ayarlamıştır.
mümtazer allah'tan karşında sadece ramiz ilker yoktu. eğer sadece o olsa senin bu denli acziyetini göremeyen ibibikler, ne kadar mükemmel insan olduğundan dem vururlardı fütursuzca.